Elbette, suça yatkın bir deli olunca bunu tahmin etmek oldukça zor olur. | Open Subtitles | بالطبع من الصعب التحدث مع شخص ما والذي حدث أن كان مجنوناً إجرامياً |
Evet Elbette. Bay Rainsford, lütfen böyle oturun. | Open Subtitles | أوه, نعم, بالطبع من فضلك إجلس هنا, يا سيد رينسفورد |
Elbette, müsaitim. Ciddi görünüyorsun dostum. | Open Subtitles | بالطبع ,من السهل الوصول لى انت تبدو جديّا يا صديقى |
Elbette neyle karşılaşacağımızı söylemek güç. | Open Subtitles | بالطبع من الصعب قول ما الذي يمكنا الوصول إليه |
Ama Elbette, işimi yapmanın zihnini dağıttığını söylemen çok güzel. | Open Subtitles | ولكن بالطبع. من الرائع أن أن تجدِ القيام بوظيفتي مشتت جداً |
- Elbette. Alışveriş merkezinde boynuna... | Open Subtitles | بالطبع من الممكن ان تضعه منه على رقبتها عندما تذهب للمول |
Elbette çantaydı Bu kadını tanımıyorum bile | Open Subtitles | بالطبع من أجل الحقيبه انا لا اعرف حتى تلك امرأة |
Elbette biliyorum, muhtemelen biz konuşurken onları konuşlandırıyordur. | Open Subtitles | بالطبع, من المحتمل أنهم يتحركوا إلى المكان ونحن نتكلّم |
Elbette çöpler ve yemeklerle birlikte tuhaf fareler de var. | Open Subtitles | بالطبع من الممكن وجود فأر مع القمامة والطبخ |
Elbette büyük olması gerekiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، بالطبع من المفترض بها أن تكون أكبر حجماً |
Elbette müşteriyi kim getirirse tam komisyon alacak. | Open Subtitles | بالطبع,من يجلب مشترى سيحصل على عمولة كاملة |
Elbette evinin rahatlığında film izlemek daha iyi ama ne düşündüğünü sormadım. | Open Subtitles | بالطبع من الملائم أكثر أن يشاهد المرء وهو ينعم براحة منزله، لكنني لم أطلب رأيك. |
Temyize gitme hakkınız var Elbette. | Open Subtitles | بالطبع من حقك أن تستأنفي الحكم لكن .. |
Elbette. Nereden başlamak istersin Frank? | Open Subtitles | بالطبع من اين تحب ان تبدا فرانك ؟ |
Elbette bu durumda mağazanın CEO'su olmama karşı çıkan büyükbabamın kardeşleriyle evliliğimin iş anlaşması olmasını uman yatırımcılarla birçok ortakla ve seni incitecek annemle savaşmak durumunda kalabiliriz. | Open Subtitles | صحيح ، بالطبع من الممكن أن نتمكن من مقاومته أشقاء جدي الذين كانوا يعارضون بشدة ، أن أكون الوريث لمركز التجاري لكوني ولدت من إبنه |
Elbette, sizi tekrar gördüğümüze sevindim. | Open Subtitles | و بالطبع من الجميل رؤيتك مجددا |
Elbette, ellerinde delil olması mümkün. | Open Subtitles | بالطبع من الممكن ان يفعلوا شيئا لها |
Elbette aileniz. Bu taraftan küçük hanım. | Open Subtitles | عائلتك بالطبع من هنا، سيدتي الصغيرة |
Elbette, buyurun. | Open Subtitles | نعم بالطبع من فضلك |
Elbette, sen beni ne sandın! | Open Subtitles | بالطبع من تحسبيننى؟ |