Ama tabii ki bu, büyük resmi göstermiyor. Çünkü artık gıdaları bu şekilde üretmeye ihtiyacımız yok. | TED | ولكن بالطبع هذه ليست صورة عظيمة لأننا يجب أن لاننتج غذاءاً كهذا. |
Tabii ki, bu aynı zamanda mücadeleyi kaybettikleri anlamına da gelebilir. | Open Subtitles | بالطبع.. هذه إشارة لأننا قد خسرنا المعركة فعليا |
Ama tabii ki bu, kanıtlanması kolay olmayan bir şeydi. | Open Subtitles | لكن، بالطبع هذه لن تكون مسألة سهلة لإدانتك |
Bu balo için aldığım çanta ve tabii ki bu da Louis'in romantik aşk hikâyemizin başlangıcında Paris'ten getirdiği ayakkabı. | Open Subtitles | هذه الحقيبة التي أحضرتها للحفل الراقص و بالطبع هذه هو الحذاء الذي أعاده لي لويس من باريس |
Tabii ki. Bu sadece keşif amaçlı bir randevu. | Open Subtitles | نعم بالطبع هذه مجرد مقابلة استكشافية |
Polisler ve anne ve babalar, planın tabii ki bu, Humphrey Ya da Serena'yı görmek için içeriye sıvışabiliriz. | Open Subtitles | "الشرطة و أولياء الأمور" (بالطبع هذه خطتك يا (همفري (أو يمكننا التسلل لرؤية (سيرينا لقد رأتني موظفة الاستقبال جيدًا |
- Bak, tabii ki bu konu senin için çok önemli. | Open Subtitles | -أنظر أيها الشاب، بالطبع هذه الاشياء تهمك بشكلٍ كبير |
Tabii ki, bu, Mary'ye gelen bir fırsat olacak. | Open Subtitles | بالطبع, هذه الفرصه الملائمه. |
Tabii ki, bu kesinlikle A planı değil. | Open Subtitles | (بالطبع هذه ليست الخطة (إي |