Onu iyileştirmenin tek yolunun bir yerden bir bebek bulmak olduğunu düşündün. | Open Subtitles | و ظننتَ أنّ السبيل الوحيد لجعلها تتحسّن هو بالعثور على طفل لها |
Aleti bulmama yardım ederseniz cezanızda büyük bir indirim sağlayacağım. | Open Subtitles | مساعدتي بالعثور على الجهاز سيذهب بعيداً في اتجاه تخفيف عقوبتك |
Doğru kişiyi bulmakta zorlanıyor musunuz? Deli misiniz? | Open Subtitles | حسناً أرى أنك تجد مشكلة بالعثور على الآنسة المناسبة |
Sana babanı bulmana yardım edemediğim için üzgünüm. Onu bulursan, bunu hâlâ başarabileceğimi söyle. | Open Subtitles | آسفة لأنني لم أتمكن من مساعدتك بالعثور على والدك, إذا وجدته أخبره أن مازال بإمكاني فعل هذا |
Madem onu bulmaya o kadar heveslisin neden eski ortağını takip etmiyorsun? | Open Subtitles | إذا كنت مهتم جداً بالعثور عليه لماذا لا تحاول تتبع شريكته السابقة؟ |
Bombanın tamamen patladığından emin olmak için, diğer bütün parçaları bulmak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | سيرغبون بالعثور على الأجزاء الاخرى من الجهاز، للتيقن من أنها انفجرت تماماً |
Başka bir deyişle, örneğin tüberkülozda, tüberkülozu yayan, aktif hastayı bulmak gerekir. | TED | وبعبارة أخرى، لمرض السل، عليك بالعثور على شخص الذي أُصيب بمرض السل، الذي يعدي الاخرين. |
Ya da benim gibi dinozor bulmak istiyorsanız, Mesozoik kayaları bulun ve oraya gidin. | TED | إذا كنت تريد أن تجد الديناصورات مثلي، قم بالعثور على صخور الحقبة الوسطى واذهب إلى هناك. |
Onu bulmama bir tek sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أنت الوحيد مَنْ يَسْتَطيع مُسَاعَدَتني بالعثور عليه. |
- Önce ki sahipleri bulmama yardım et. | Open Subtitles | ساعدني بالعثور على المالكين السابقين للمنزل |
Tanrının varlığı hissedince yanmaya başlıyor. Onu bulmama yardım edebilir. | Open Subtitles | انها تتقد ناراً اذا كانت بمقربة من الرب ستساعدني بالعثور عليه |
Belki yardım edebilirim. Bir şeyleri bulmakta çok iyiyimdir. | Open Subtitles | ربما يمكننى مساعدتك أنا بارع دائما بالعثور على الأشياء |
Günlüğüm için bir bitişim oldu. Sana babanı bulmana yardım edemediğim için üzgünüm. Onu bulursan, bunu hâlâ başarabileceğimi söyle. | Open Subtitles | على بالعثور مساعدتك من أتمكن لم لأنني آسفة هذا فعل بإمكاني مازال أن أخبره وجدته إذا والدك, |
Tam da bunu yapan insanları bulmaya başladım. | TED | لذا بدأت بالعثور على أشخاص كانوا يفعلون ذلك. |
Biz erteledikçe, Amerikalıların onu bulma ve kurtarma şansı artıyor. | Open Subtitles | كلما تأخرنا، كلما تحسانت فرصة الأمريكيين بالعثور عليه ومحاولة إنقاذه |
O lanet kutuyu bulmam için bana yardım etmene bir şans daha vereceğim. | Open Subtitles | سأمنحك فرصة أخرى لمساعدتي بالعثور على العلبة الملعونة |
Bir arkadaşı bulmamız için bize yardım edeceğinizi umuyorduk. | Open Subtitles | كنا نأمل أن تستطيع مساعدتنا بالعثور على صديق |
Ama babasını bulmamıza yardım ederse... | Open Subtitles | بعدها إذا كانت مستعده لمساعدتنا بالعثور على والدها |
Onu bulacağız Elena. Sen hem Tesisatçı hem de arkadaşımsın. | Open Subtitles | سنساعدك بالعثور عليه ايلينا انت سباكة وصديقة |
Haydi çocuklar, Koca Abe'in azı dişini bulalım. | Open Subtitles | هيا يارفاق لنساعد ايب الكبير بالعثور على ضرسه اللعين |
Basın polisin neden bulmayı ve gömmeyi istemediğini kurcalayacaktır. | Open Subtitles | الصحافه ستحب أن تعرف أن الشرطه لم تكن مهتمه 000 بالعثور على الجثث هذا لو كان هناك جثتين حقا |
İlk başta, yardım dağıtan hayırsever hanımlara bakmaktan daha çok kalın bir palto bulmakla ilgilenmiştim. | Open Subtitles | بداية، كنت مهتماً بالعثور على معطف سميك أكثر من إهتمامي بالنظر إلى السيدات القائمات على توزيعهم |
Kuyruksuz kartal'ın tuhaf ve eşsiz yapısı, yiyecek bulmasında ona yardımcı olur. | Open Subtitles | العقاب المصفق لديه شكل فريد وغريب الذى يساعده بالعثور على الطعام |
Tanrım gitmeden önce, lütfen bana iyi kalpli eş bulmamda yardım et. | Open Subtitles | إلهي قبل ذهابك، رجاءًا؟ ساعدني بالعثور على زوجة جديد، مع قلب كبير. |