parfüm kokulu bir gecede... ..arkamdan yaklaşan bir ayak sesi... ..ve bir erkeğin nefesini duymak istiyorum. | Open Subtitles | و سيكون الليل مثقل بالعطر و سأسمع خطواته خلفى و شخص يتنفس بعمق |
Çünkü ona sürekli bana parfüm, giysi ve yüz boyası alması için ısrar ediyordum. | Open Subtitles | لأنني أغريته بالعطر والملابس وطلاء الوجه |
Eskiden parfüm ve kokulu otlarla mumyalarlardı. | Open Subtitles | هم كانوا يحنطون بالعطر والنباتات العطرية. |
Sürekli parfüm gibi kokan bir gül taşımasının sebebi bu. | Open Subtitles | لذلك يرتدي دائماً الزهور التي تعبق بالعطر |
Snakehole'daki garip parfüm partisi. Bir kız arkadaşın olduğunda paraya ihtiyacın olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | هذه الحفلة الغريبة الخاصة بالعطر في (سنيكهول)؟ لقد نسيت نوعاً أنك تحتاج إلى الأموال |
Hayır, ama mücrimimizin karşı cinsi etkilemek için kullandığı kimyasal bileşik, parfüm gibi ekşimiş bir koku içeriyor. | Open Subtitles | -لا، لكن شبيهاً بالعطر ... المركّب الكيميائيّ الذي يستخدمه الجاني لإغواء الجنس الآخر... يحتوي مادّةً فاسدة. |
Aynı sevdiğin parfüm gibi... | Open Subtitles | إنه أشبه بالعطر الذي تحبينه، |
- Daha çok parfüm ya da yağ gibiydi. | Open Subtitles | بل إنه أشبه بالعطر أو الزيت |
- Bana parfüm gönder. | Open Subtitles | - تفضل , ارسل الي بالعطر |
parfüm dolu. | Open Subtitles | ملئ بالعطر. |