Evet, burada yaşamak için ondan bir tane gerekiyor değil mi Nethan? | Open Subtitles | أجل أعتقد بان علي الحصول على واحد بالعيش هنا أليس كذلك " نيثان " ؟ |
burada yaşamak istiyorum, lütfen. | Open Subtitles | أجل ، أرغب بالعيش هنا رجاءً |
Birilerinin Burada yaşamayı istemesi için bir açıklama olamaz bu. | Open Subtitles | هذا ليس تفسيراً سيجعل أي أحد يرغب بالعيش هنا |
Ne zaman istesen, ne olursa olsun... burada yaşamana izin verdim. | Open Subtitles | سمحت لك بالعيش هنا متى شئت مهما كانت الأوضاع |
Yine de, burada yaşamanıza izin veremeyiz. | Open Subtitles | رغم كل شئ لا يمكننا السماح لكِ بالعيش هنا |
- burada yaşamaya devam edeceksem bir iş bulup, para kazanıp doğal gazımı açtırmam gerek. | Open Subtitles | أتعلم، إن كنتُ سأستمر بالعيش هنا فيجب أن أحصل على عمل وأجني بعض المال وأدفع لإعادة التدفئة |
Burada yaşamaktan büyük zevk alacağız. | Open Subtitles | سوف نستمتع بالعيش هنا |
Artık burada yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لم أعد أرغب بالعيش هنا. |
Matthew artık burada yaşamak istemiyor. | Open Subtitles | لا يرغب ماثيو بالعيش هنا |
Burada yaşamayı sürdürsek ve onlar çiftliği ele geçirmeye çalışırsa "Yaralı Yüz"deki gibi çatışsak? | Open Subtitles | ماذا لو إستمررنا بالعيش هنا و أن حاولوا الإستيلاء على المزرعة نبدأ بتبادل لإطلاق النار مثل فيلم "سكارفيس" |
Burada yaşamayı çok istiyorlar. | Open Subtitles | يرغبون حقّا بالعيش هنا |
Patron Cho, burada yaşamanıza izin veriyor. | Open Subtitles | الزعيم (شو) سمح لكِ بالعيش هنا |
burada yaşamaya başlarsak inan bana ayakkabılara boğulursun. | Open Subtitles | إن أنتهى الأمر بنا بالعيش هنا ثقي بي , سينتهي بك الأمر بالأستحمام بالأحذية |