"بالغابات" - Translation from Arabic to Turkish

    • ormanda
        
    • orman
        
    • ormanla
        
    • ormanlık
        
    • ormanlarla
        
    • ormana
        
    Kuzey sınırının yakınlarındaki ormanda dolaşan bir canavarın görüldüğüne dair haber aldık. Open Subtitles تلقينا تقارير تفيد رؤية وحش يتجول بالغابات بالقرب من الحدود الشمالية
    Fransız ve Kızılderili barbarlar kapılarımızın hemen dışında ormanda toplanıyorlar. Open Subtitles الهنود والفرنسيون المُتوحشون يعبثون بالغابات خارج ديارنا تمامًا
    Uzun süre ormanda yaşadım. O günlerde kendimi bile tanımıyordum. Open Subtitles لقد كنت أعيش بالغابات لمدة طويلة ومرت عليّ أيام لم أكن أعرف نفسي حتى
    Almanya'dan 4.5 kat daha büyük ve orman ve nehirlerle tamamen kaplı. TED وهي تعادل مساحة ألمانيا أربعة مرات ونصف، كما أنها مغطاة بالكامل بالغابات والأنهار.
    Çöl bataklığı, çamur bataklığı ve orman bataklığı. Open Subtitles هناك رمال متحركة بالصحراء ورمال متحركة بالمستنقعات ورمال متحركة بالغابات
    Ana yoldan iki mil uzaklıkta, ormanla çevrili. Open Subtitles إنها تبعدُ ميلين عن الطريق السيار، محاطة بالغابات.
    Sen ormanlık, sisli ve tarihi harabelere sahip bir gezegen olduğunu söylemiştin. Open Subtitles لقد قلت أن الكوكب ملئ بالغابات مع بعض الانقاض لمنشآت الإنشنتس
    Karpanya ormanlarla doludur. Open Subtitles كاربانيا مليئة بالغابات و الغابات مليئة بالغجر
    ormanda çocukların içki içtiği ihbarını aldım. Open Subtitles لقد لقد كنت احقق هناك بلاغ عن طفل يشرب هنا بالغابات
    Bunca donanım ormanda yaşayan bir adamı bulmak için. Open Subtitles كل هذه التقنيات لتعقُّب رجل يعيش بالغابات
    Küçük kızını ormanda yürüyüşe çıkaracağım. Open Subtitles سآخذ طفلتك فى نزهة أخرى بالغابات.
    Ben hiç, ormanda güzel bir hafta sonu geçirmedim. Open Subtitles أنا لم أقض قط إجازة جميلة كهذه بالغابات
    ormanda yürürken, X noktası çiziliyor. Open Subtitles اسير بالغابات واضع علامات على النقاط
    ormanda yürüyen tipte biri yani. Open Subtitles انا من النوع الذي يمشي بالغابات
    orman bataklığını seçtiniz. Open Subtitles لقد قمتى باختيار الرمال المتحركة بالغابات
    22. katın güneydoğu tarafında etrafı orman ve gölle çevrilmiş bir köy var. Open Subtitles ،في الجزء الجنوبي الغربي منـ الطابق الـ 22 تتواجد قرية محاطة بالغابات و البحيرات
    Bombalar sivilleri öldürmek ve orman yangını çıkarmak için kalabalık bölgelere atılmak üzere tasarlanmış. Open Subtitles صممت هذه القنابل لكي تسقط على الاماكن المأهولة بالسكان قتل المدنيين واشعال الحرائق بالغابات
    Kimisi orman ile kaplıdır, içindeki yaşamı gizler. Open Subtitles البعض يغطّون بالغابات يخفون الحياة.
    Etrafı ormanla çevriliydi, babam da keresteciydi. Open Subtitles كانت محاصرة بالغابات وهو كان يعمل جازًّا للشجر
    ormanla ve dağlarla çevrelenmiş bir kaplıcada kalıyorum. Open Subtitles يعيش في منتجع محاطا بالغابات والجبال
    Böylece Antarktika hala ılıman ve ormanlık bir halde Güney kutbunda tek başına kaldı. Open Subtitles و ترك ذلك (أنتارتيكا) أن ، تمكث وحيدة في القطب الجنوبي . لا زالت معتدلة و مليئة بالغابات
    Antik çağlarda bütün topraklar yaşlanmış ormanlarla kaplıydı ve bu topraklarda tanrıların ruhları yaşardı. Open Subtitles في العصور القديمة في الارض المغطاة بالغابات
    Evet, parayı ormana gömdüm. Open Subtitles أجل ، لقد حرقت نصيبنا بالغابات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more