Yoksa hile yaptığınızı asla bilemeyecektim ve bu da demektir ki... | Open Subtitles | شكرا لمصارحتكما لي بخصوص ذلك والا لما عرفت انكما قمتما بالغش |
Ama farketmişsinizdir, burada hile yaptım, çünkü sadece 1994 yılına kadar gittim. | TED | ولكن هل لاحظتم انني قمت بالغش لأنني ذهبت فقط لعام 1994 |
Ayrıca kategorileri ikiyle sınırlayarak biraz daha hile yapacağız. | TED | سنقوم كذلك بالغش قليلًا بعد، بتقليل الأصناف إلى اثنين. |
Ama, önemli ölçüde, yetişkinlerden daha çok gencin kopya çektiklerini ifade eden beyanı imzalaması ilginç. | TED | ولكن المثير للاهتمام أن العديد من المراهقين، وبنسبة أكبر من البالغين وقعوا الاعتراف بقيامهم بالغش. |
Aksine, gördüğümüz birçok insanın birazcık hile yaptığıydı. | TED | بل عوضاً عن ذلك، ما شهدناه هو أن الكثير من الناس قاموا بالغش قليلاً. |
Önce insanların yarısına lisede okudukları 10 kitabı hatırlamalarını söyledik, ya da On Emiri hatırlamalarını söyledik, ve sonra onları hile yapmaya teşvik ettik. | TED | أولاً، نسأل نصف الناس ليتذكروا 10 كتب درسوها في الثانوية العليا، أو يتذكروا الوصايا العشر، ثم نغريهم بالغش. |
İnsanlara hile yapmaları için fırsat verdiğimizde, hile yaptılar. | TED | عندما تعطي الناس الفرصة للغش، يقومون بالغش. |
Küçük küçük de olsa her zaman hile yaptılar. | TED | يقومون بالغش قليلاً، لكنهم جميعاً نفس الشئ. |
Seni hile yapmaktan suçlayabilirim, ama taşları nereye saklamış olabilirsin? | Open Subtitles | كنت لأتهمك بالغش ولكن أين يمكن أن تخبئي الألواح؟ |
Ve belkide Groton Okulunda Fransız filozofisi sınavında hile yapman... diplomanı almana yeterliydi veya belkide yeterli değildi | Open Subtitles | ولعل قيامك بالغش فى امتحان الفلاسفة الفرنسيون فى مدرسة جارتون َكانَ طريقاً مناسباً للحُصُول على دبلومِتك وربما لم يكن |
İçeride hile yaparken son yakaladığı adamı 10 yıl hapse tıktırdı ve kayınbiraderini iflasa sürükledi... | Open Subtitles | اخر رجل مسكه يقوم بالغش لم يسجنه لعشرة سنين فقط استولى على بيته وجعله يشهر افلاسه |
Daha sonra Marshall, Zitch Dog'da hile yapmakla meşgul olduğu için, kaybolduk. | Open Subtitles | بعد ذلك مارشال الذي كان مشغولاً جداً بالغش في لعبة الكلب زيتش ضعت تماماً |
Özür dilerim, Billy fakat sana hile işinde yardım edemem. | Open Subtitles | أنا آسف يا بيلي لكنني لا استطيع مساعدتك بالغش في الأعمال التجارية المشروعة |
Evet ama, hile ile kazanmak, kazanmak değildir. | Open Subtitles | لكن الفوز بالغش ليس فوزا 637 00: 25: 05,767 |
Yani hile yapsak tam ters yönde sıralanmış olacaktık. | Open Subtitles | ، اذن لو قمنا بالغش لكنا قد وقفنا بالطريقة الخاطئة تماماً |
Tamam, ilk olarak, Ben çalmam, hile yaparım. | Open Subtitles | حسناً ، هناك فرق أنا لا أسرق ، أنا أقوم بالغش |
Çünkü bunun tek sebebi benim hile yapacağımı anladığın zaman kendi kendine hile yapacağını anlamış olmandır. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي جعلك تكتشفين أنني كنتُ أقوم بالغش أنكِ كنت تفكرين في أمر الغش أيضاً. |
kopya çekmediler, ama yaptıklarını söyleyen bu formu imzalamayı bırak duruma bir ebeveyni dahil etmeye çalışmadılar bile. | TED | وهم لم يغشوا، ولكنهم وقعوا هذا الاعتراف بالغش بأي حال، ونادرًا ما حاولوا إشراك الآباء في الموقف. |
Hatta, kendilerini ateist ilan edenlere bile İncil'in üzerine yemin ettirdiğimizde ve kopya çekme imkanı verdiğimizde, hiç kopya çekmediler. | TED | في الحقيقة، حتى عندما أعطينا أناس أعلنوا إلحداهم مهمة القسم على الإنجيل وأعطيناهم الفرصة للغش، لم يقوموا بالغش بتاتاً. |
Hayır öğrenmedin. kopya çekerek geçtin ki bize bunun hep yanlış olduğunu söyleridn. | Open Subtitles | لا لم تفعل ، لم تنجح من الإختبار إلا بالغش ، وعلمتنا أن الغش خطأ |
Beni hem aldatmakla suçluyorsun, hem de performansımı mı aşağılıyorsun? | Open Subtitles | أنت تتهمني بالغش و تهين أدائي؟ |
İyi adam ama Fiziğe Giriş'i kopyayla geçmişti. | Open Subtitles | هو رجل جيد ولكنني أقسم أنه قام بالغش في الفيزياء التمهيدية |