- Hoşçakalın. - Şampanyanı çok kıskandım. | Open Subtitles | وداعاًياعزيزتي، أشعر بالغيرة لاحتسائك الشمبانيا |
Yeni robotu Kıskandın mı? | Open Subtitles | حسناً ، تراجعوا هل تشعر بالغيرة من إستبدالك ؟ |
kıskançlık yapmadan önce, kız arkadaşının durumunu anlamaya çalışamaz mısın? | Open Subtitles | قبل ان تبدا بالغيرة,اليس عليك اولا ان تتفهم وضع صديقتك؟ |
Seni ve ona verdiğin her dakikanı, o imkânsız dostluğunu kıskanıyorum. | Open Subtitles | أشعر بالغيرة منك ومن كل لحظة تمنحها له من صداقتك المستحيلة |
Dün gece bir randevuya gittim, ve kıskanç olanlardan biri suratımı parçaladı. | Open Subtitles | ذهبت بموعد غرامي الليلة الماضية و واحدة منهم شعرت بالغيرة فمزقت وجهي |
Artık onun olmadığı için kıskanıyor. Kardeşimi tutuklamak da onun intikamı. | Open Subtitles | إنها تشعر بالغيرة لأنك لم تعد لها وقبضت على أخي لتنتقم |
Yeni bastonumu kıskanıyorsun, o yüzden de işe güvenebileceğin yeni bir doktor aldın. | Open Subtitles | تشعرون بالغيرة من عكازي الجديد، لذا عينتم طبيبة جديدة حتّى يمكنكم الاتكاء عليها |
Yani, onu kıskandırmak için hani? | Open Subtitles | تحادث الفتاة التي بجانبها ربما يجعلها هذا تشعر بالغيرة |
Şimdi gerçekten kıskandım. Hep bunu yapmak istemişimdir. Nasıldı? | Open Subtitles | أشعر بالغيرة الآن لطالما أردت فعل هذا كيف هو شعورك |
Ama ben gidemezken onun gitmesini içten içe kıskandım sanırım. | Open Subtitles | لكن أعتقد أن جزءً مني لطالما شعر بالغيرة لأنها أبتعدت بعكسي |
Geçen gün, gerçekten ...kendi kızımı kıskandım, biliyor musun? | Open Subtitles | في الحقيقة قبل أيام شعرت بالغيرة من إبنتي؟ |
Eskiden senden hoşlanan iki kız artık benden hoşlanıyor ve sen Kıskandın. | Open Subtitles | الفتاتان اللتان يحبانك يحباني الآن وأنت تشعر بالغيرة |
İki haftadır benimle ilgilenmiyorsun. Paul gelince birden Kıskandın. | Open Subtitles | إنك تتجاهلني منذ أسبوعين ويظهر بول فجأة فتشعر بالغيرة |
Sanırım artık kıskançlık yapmak için daha çok vaktim olduğundan. | Open Subtitles | أظن الأرجح لأن لدي المزيد من الوقت الآن للشعور بالغيرة. |
Biliyoruz ki, bebekler bile kıskançlık yaşıyor. | TED | نعلم أنّ الرّضع يستطيعون الاحساس بالغيرة. |
Her çok romantiksiniz, sizi kıskanıyorum. | Open Subtitles | دائماً انتم متحابين، انتم تشعرونى بالغيرة.. |
Tamam, kıskanıyorum, ama bundan fazlası var. | Open Subtitles | حسنا، أنا أشعر بالغيرة. لكن الأمر أكثر من ذلك. |
kıskanç sevgililer, kıskanç kocalardan daha az gülünçtür. | Open Subtitles | المتيمون الغيارون أقل سخريه من الأزواج الذين يشعرون بالغيرة |
Artık onun olmadığı için kıskanıyor. Kardeşimi tutuklamak da onun intikamı. | Open Subtitles | إنها تشعر بالغيرة لأنك لم تعد لها وقبضت على أخي لتنتقم |
kıskanıyorsun. Çünkü onun bir işi var ama senin yok. | Open Subtitles | كنت بالغيرة لأن لديه حفرت على وظيفة وليس لك. |
Bunu sadece seni kıskandırmak için söylüyorum. | Open Subtitles | لأنها غلطة من قبلها وأنا أخبرك بهذا لكي تشعري بالغيرة |
Kendimi aptal gibi hissettim. Çünkü onu kıskanmaya hakkım yok. | Open Subtitles | وشعرت بالغباء ، لأنه ما كان عليِّ أن أشعر بالغيرة. |
Gwen hatununu kıskanacak kadar yaşım var. | Open Subtitles | كبيرة بما يكفى لأشعر بالغيرة من تلك الفتاة جوين |
Tutkuların kıskançlıkla buluştuğu ve sonucun cinayet olduğu mu? | Open Subtitles | عندما الرغبة تلتقي بالغيرة و النتيجة جريمة قتل ؟ |
Bir gün, zengin bir tüccarın oğlu müziği duymuş. Bu çocuk dünyadaki tüm oyuncaklara sahipken,.... ...küçük çobanın ütünü kıskanır olmuş. | Open Subtitles | ذات يوم سمع الموسيقى إبن تاجر ثري وبينما كان يملك كل الألعاب , فقد شعر بالغيرة من ذلك المزمار |
Çocukların kıskanıp, rekabete girmesi normal. | Open Subtitles | من الطبيعي أن يشعر الفتيان بالغيرة وروح التنافس. |
Çok komik aslında. Sizleri hep kıskanmıştım. | Open Subtitles | الأمر غريب، فقد كنت أشعر بالغيرة تجاهكما دائماً |
Hep yapmak istediğin şeyi yapıp çekip gittiğim için Kıskançlıktan deliriyorsun. | Open Subtitles | أنت تشعر بالغيرة لأنني قمت بما اردت أن تقوم به |