"بالفضاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • uzayda
        
    • uzaya
        
    • uzay
        
    • Uzayla
        
    • Uzaydayken
        
    • uzayın
        
    • uzaydaki
        
    Bu da Alman hapım bomba atarlarsa veya uzayda tek başıma kalırsam diye. Open Subtitles وهذه هي الحبوب الألمانيّة. في حالة أطلقوا القنبلات أو إن أكون مهجورة بالفضاء.
    Hatırlayın, aradığımız şey sadece uzayda saklı değil, zaman içinde de saklı. Open Subtitles تذكروا، ما نبحث عنه ليس مخبئا بالفضاء وحسب، بل بالوقت أيضا.
    Adamları uzaya gönderiyoruz ama bir tane üstü açılır arabaya bindiremiyoruz. Open Subtitles استطيع وضع هؤلاء الشباب بالفضاء ولكني لا استطيع وضعهم ببضعة سيارات
    Ve yıldızları gözlemleyerek uzaya bağlanmakta oldukça uzun bir geçmişi var. TED ولها تاريخ طويل مع اتصالها بالفضاء من خلال مراقبة النجوم.
    Açıkçası uzay ve onun hakkındaki her şeyden etkilenirdim, fakat onun içine mühendislikle girdiğimde daha da fazla etkilendim. TED من الواضح أنني كنت معجبا ومهتما بالفضاء وبكل ما يتعلق به، ولكنني كنت مهتما بالهندسة والمستوى الذي وصلت إليه.
    Roket yakıtı kullanmıyor her ne ise küçük bir donanıma sahip, ve uzay seyahatlerinin ücretlerini aşağıya çekiyor hemde yüzde yüz oranında! Open Subtitles إنه لا يستخدم وقود الصواريخ مطلقا وأقل ما يمكن من مكونات الأدوات وسوف يخفض كلفة السفر بالفضاء من قبل 100 عنصر ربما
    Görüyorsunuz, Albay O'Neill, gerçek şu ki, ben sadece dış Uzayla ilgilenmiyorum... Open Subtitles ترى ذلك كولونيل أونيل الحقيقة هي أنا لست ففقط مهتما بالفضاء الخارجي
    "Her geçen yılda, uzayda yaşam olması ihtimaline dair tahminlerimizin artmakta olduğu görüldü." Open Subtitles بكل عام مضى, تقدريرنا لإحتمال الحياة بالفضاء يزداد,
    Hatırlayın, aradığımız şey sadece uzayda saklı değil, zaman içinde de saklı. Open Subtitles تذكروا، ما نبحث عنه ليس مخبئا بالفضاء وحسب، بل بالوقت أيضا.
    Bu şey uzayda milyonlarca yol katetti. Bükemeyiz bile bence. Open Subtitles سافرت السفينة ملايين الأميال بالفضاء لا أظننا نستطيع تدميرها
    Bu şey uzayda milyonlarca yol katetti. Bükemeyiz bile bence. Open Subtitles سافرت السفينة ملايين الأميال بالفضاء لا أظننا نستطيع تدميرها
    uzayda o kadar aleti var ki Scientific American ona "Geleceğin Adamı" dedi. Open Subtitles يمتلك معدات بالفضاء وأسمته أمريكا برجل الغد
    Bizi hiper uzayda takip edemeyeceklerini sanıyordum. Open Subtitles كنت أنّهم لا يستطيعون تعقبنا بالفضاء الفوقي
    Dolayısıyla atmosferi milyonlarca belki de milyarlarca yıllık bir süreçte, güneş fırtınası ve gezegenin üzerinden geçen CME'lerin etkisiyle azar azar uzaya saçıldı. Open Subtitles لذا ، على مدار الوقت ربما ملايين أو مليارات السنين .. تعرَّض غلافه الجوي بالفضاء إلى عواصف الشمس العاتية
    Bazı insanlarsa uzaya otoyollar yapabileceğimize inanıyor. Open Subtitles ويعتقد بعض الناس أننا سنتمكن من استخدامها لبناء طريق سريع بالفضاء
    gelecekte uzaya gitmek sadece zenginler için olmaktan çıkıp herkes için mümkün olduğunda ufkumuz bütün gezegene genişlemiş olacak. Open Subtitles حسنا، بالمستقبل عندما يتاح الدخول بالفضاء الخارجي سيكون للجميع و ليس فقط للأغنياء ثم أن آفاقنا ستتسع لتشمل العالم بأسره
    uzay keşfinde bir olay yaşadık, DIY uzay keşfi. TED ولدينا موضوع آخر .. يتعلق بالفضاء هذا قمرٌ صناعي صغير لاكتشاف الفضاء
    Filozof, fizikçi, şair, kavgacı, müzisyen, ve uzay seyyahı hazırcevap ustası. Open Subtitles والفلاسفة والعلماء والشعراء والموسيقيين والمبارزين والرّحالة بالفضاء
    Eğer öyleyse, bizim kaderimiz ve varlığımız eninde sonunda, dünya dışı bir ırkın numunelerle dolu bir uzay gemisine mi bağlı kalacak? Ya da, kendi geleceği de belirsiz olan bir yaratığın basit sözleriyle: İnsan, insanı kurtaracak mı? Open Subtitles ما بالفضاء إختفاء نسل وسلالات هل ينقذ البشر انفسهم أم سيحتاجون تدخل خارجى حتمى
    Bize Uzayla ilgilenen inekler diyebilirsiniz fakat sadece orada olanları değil burada olanları da umursuyoruz. TED يمكنكم القول بأننا مهوسون بالفضاء لكن لسنا مهتمين بما يجري في الأعلى فقط بل بما يجري هنا أيضا
    Uzaydayken, parlak, beyaz, kör edici bir ışık gördük. Open Subtitles عندما كنا بالفضاء ، رأينا شيء لامع أبيض يعمي النظر من شدته
    ortamın dışına çıkıyoruz ve kendi evimizin yıldızının etrafında uzayın varlığını hissediyoruz. TED الآن إلى الفضاء بين النجوم، ونحن نشعر بالفضاء حول وطننا النجم.
    - Evet, Pinokyo'ya benziyor, sadece uzaydaki bir lisede geçiyor. Open Subtitles اذن فهي قصة بينوكيو نعم انها كـ بينوكيو فقط انها في مدرسة ثانوية بالفضاء الخارجي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more