Bu 170 bin doların Hava Kuvvetleri'ne otel odası TWA hissesi ve bayan arkadaş olarak ödenmiş olması nedeniyle, buna rüşvet diyebilir miyiz? | Open Subtitles | كثير من أموال القوات الجوية أنفقت فى حجز أجنحة بالفنادق موظفى تى. دبليو. |
İnsanlar otel odalarında boş boş oturuyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر يبدوا وكأننا نجلس فى غرفنا بالفنادق |
Otelleri hayal eden, ama bir lobide hic oturmamıs biri. | Open Subtitles | التي تحلم بالفنادق وهي لم يسبق لها وأن جلست في ردهة ؟ هل هذا ماتريدينة ؟ |
Otelleri değil de , basit insanların renkliliğini hatırlatıyor. | Open Subtitles | ليس بالفنادق الجيدة بل بألوان الناس العاديين |
Savunmayla ilgilenmiyorum, otellerle ilgileniyorum. Tamam mı? | Open Subtitles | لست مهتماْ بالدفاعات انا مهتم بالفنادق , حسنا ؟ |
- Eminim şimdiki planın özel jetler ve beş yıldızlı otellerle doludur. | Open Subtitles | حسناً انا متأكد بأن خطتك الحالية مليئة بالفنادق والأجنحة الخاصة في فنادق 5 نجوم |
Ucuz otellerde bile bundan daha iyi paneller görmüştüm. | Open Subtitles | رأيت لوحات مفاتيح أفضل منها بالفنادق المتواضعة. |
Smash, otel zincirlerini yönetecek. | Open Subtitles | سماتش سيظهر بجميع قنوات التلفزة بالفنادق |
Sıradan bir otel şampuanı işte. | Open Subtitles | توقف عن هذا هذا شامبو عادي خاص بالفنادق |
Dört yıldızlı otel hayatı yaşıyormuş. | Open Subtitles | إنه رجل يتمتع بالفنادق الفخمة |
Hani şu aptalca aşk şarkılarına ağlayıp kıçı açık otel lobilerinde koşturma isteği yaratan çılgınca histen yoktu. | Open Subtitles | هذا الأحساس الغبى الي يجعلكِ تبكين عند سماع أغنية رومانسية غبية... و تجرين بالفنادق عارية! |
Sadece bizde değil. Diğer Otelleri de aradım. | Open Subtitles | اتصلت للتو بالفنادق الأخرى وهى ممتلئة عن آخرها |
Yerel Otelleri aradık... ve şimdi buradasın. | Open Subtitles | ثم اتصلنا بالفنادق المحلية... وها أنت هنا. |
Kimse otellerle boğulmuş bir adayı istemez ama herkes bir tane oteli memnuniyetle karşılayabilir. | Open Subtitles | لا أحد يريد جنة مكتظة بالفنادق لكن الكل سيكون مسرورا لبناء واحد فقط كحل وسط |
- Bu şehir otellerle dolu. | Open Subtitles | هذه المدينة مليئة بالفنادق حسناً |
Sever misin ki, sen çocuklarla takılmayı seversin otellerde yaşamayı.. | Open Subtitles | هل تعجبك الحياة التي عشتها ؟ أنت تفضل التسكع مع الشباب والعيش بالفنادق |
İster yatta uyuruz ister otellerde, seçim bize kalmış. | Open Subtitles | لدينا اختيارين، إما قضاء الليل بالقارب أو بالفنادق المختلفة |
Şu otellerde bulunan küçük diş fırçalı ve minnacık diş macunları bulunan paketlerden olsa çok memnun olurdum. | Open Subtitles | حساسه لذلك أنا أحب عدة الأسنان الخاصه بالفنادق مع فرشاة الأسنان الصغيره و معجون الأسنان الصغير جداً جداً |