Shelby için endişelenmeyi bırakıp kendin için endişelenmelisin demek istiyorum. | Open Subtitles | يعني ربما تتوقفي عن القلق عليها وتبدأي بالقلق على نفسك |
O kız için üzülerek günümüz zehir olmasın. | Open Subtitles | لا نريد أن نفسد هذا اليوم الجميل بالقلق على هذه الفتاة |
{C:$CAFFFF}Rehineler için çok endişeleniyorum. | Open Subtitles | لا يسعنا سوى الشعور بالقلق على سلامة الرهائن المحتجزين |
Artık karga için endişelenmemize gerek yok, ha? | Open Subtitles | حسنٌ, على الأقل لا يجب أن نستمر بالقلق على الغراب, اتفقنا؟ |
Ama şu an kaderine yoğunlaşmak yerine hayatı için endişelenmelisiniz. | Open Subtitles | لكن عليكِ أن تتوقفي عن تعديل مصيره و تبدئي بالقلق على حياته |
Durumunu dikkate almak benim için artık zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعب علي أن أستمر بالقلق على وضعك أكثر من هذا |
Büyük adam için endişelenmeye başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت بالشعور بالقلق على الرجل الكبير في كل هذا. |
Şöyle küçük şeylere kafa yormayı bırak da sınavın için endişelen! | Open Subtitles | لاداعي لان تضيع الوقت بالقلق على هذه الامور البسيطة ركز كل تفكيرك على الامتحان |
İnsanlar işlerini ve ailelerini korumak için endişelenmeye başladığında | Open Subtitles | عندما يبدأ الناس بالقلق على وظائفهم حماية عائلاتهم |
Halk için endişelenen bir deli, evet. | Open Subtitles | مجنون بالقلق على الجماهير ، أجل |
Bu harika. Onun için endişeleniyorum. | Open Subtitles | هذا رائع أشعر بالقلق على روس الصغير |
Veer. Neden birden ülken için endişe etmeye başladın? | Open Subtitles | فير", لماذا أنت" تشعر بالقلق على البلاد ؟ |
Aurora için endişelenmeden önce en azından gemiye binmiş olsak? | Open Subtitles | ألا يسعنا على الأقل الصعود قبل أن تبدأ بالقلق على " أورورا " ؟ |
Babam için endişeleniyorum. | Open Subtitles | أشعر بالقلق على والدي. |
Ben kendim için endişeli değilim. | Open Subtitles | لا اشعر بالقلق على نفسي |
Norman için endişeleniyorum. | Open Subtitles | أشعر بالقلق على نورمان ...نعم , إنه |