Papaya* bile bulabilirsin, ki bazı insanlar tadının kusmuk gibi olduğunu düşünüyor. (*Kavuna benzer bir meyve) | Open Subtitles | يمكنك أن تحصل على البابايا التي يشبه البعض مذاقها بالقيء |
Harika. Yani şimdi de kusmuk lekeli ipekli bir arabada sıkışıp kaldım öyle mi? Nasıl oluyor da Christina'nın telefonlarına cevap vermezsin? | Open Subtitles | عظيم علقت مع غطاء حريري للسيارة مبقع بالقيء لما لا تجيب على اتصالات كريستينا؟ |
Her yerin kusmuk olsa da yanında oturup sana sarılacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | "أتعهد بأن أجلس بجانبك دوماً وأعانقك" "حتى و إن كنتِ مغطاة بالقيء" |
O'Grady'lerde kusmakla meşguldü. Evet. | Open Subtitles | كان مشغولاً جداً بالقيء هو أيضاً |
Bizim yeni ev kaplı kusma girmek etmeyiniz, | Open Subtitles | رجاءً لا تذهب إلى منزلنا و أنت مغطى بالقيء |
Anna'nın yatağının altında bir kusmuk hazine sandığı var. | Open Subtitles | لدى "آنا" صندوق مملوء بالقيء تحت سريرها. |
Sen, üstü başı kusmuk içinde kalmış yalnız bir adamsın. | Open Subtitles | أنت رجل وحيد مليء بالقيء |
Tuvalet kusmuk dolu. | Open Subtitles | المرحاض مليء بالقيء هنا |
- İçi kusmuk dolu. | Open Subtitles | هذه حقيبة مليئة بالقيء |
Kıyafetlerin kusmuk içindeydi. | Open Subtitles | ثيابكِ كانت مغطى بالقيء. |
Kıyafetlerin kusmuk içindeydi. | Open Subtitles | .ثيابكِ كانت مغطى بالقيء |
Bir iki saat sonra, başta çok tatlı gelen o koku kusma isteğini tetikliyor. | Open Subtitles | بعد ساعات، هذه الرائحة التي ... كانت جميلة في البداية أصبحت تجعلك تفكر بالقيء |
Ama bana borcunu ödeyecek kadar yaşamazsın çünkü ısırıkları %25 oranla kusma, bilinç kaybı ya da anaflaktik şoka neden olur. | Open Subtitles | و لكنك لن تحيا لتسدد دينك، لأن تأثير لسعتها ينتج عنها إحتمال 25 بالمائة الإصابة بالقيء ، الإضطرابات أو صدمة ناتجة عن الحساسية. |