Ailemizin araba sürüş geçmişine bakıyorum da, içimizden biri soluğu yine hastanede alabilir. | Open Subtitles | فباسترجاع تاريخ عائلتنا بالقيادة سنستخلص أن واحد منا سينتهى به الأمر بالبقاء بالمستشفى |
- Birlikte New Orleans'a uçtuk, bir araba kiraladık ve sürmeye başladık. | Open Subtitles | ؟ ؟ حسنا, لقد غادرنا بالطائرة وأستأجرنا سيارة وبعد ذلك بدأنا بالقيادة |
Hem yolun ters tarafında sür, hem de arkada çocuk var. Birini öldürebilirdin. | Open Subtitles | بالقيادة في الاتجاه المعاكس وهناك طفل يجلس في الخلف، هل تريدين أن تتسببي بموت احدٌ ما؟ |
Bekle biraz, evlat. O arabayı kullanmak istiyorsan üstüne düşeni yapmalısın. | Open Subtitles | انتظر يا فتى، إن أردت الاستمرار بالقيادة يجب أن تتحمل المسؤولية |
Bu ama değişik bir tarz liderlik, olağanüstü liderlik dendiğinde aklımıza gelen ile aynı değil. | TED | لكنها نوع مختلف من القيادة، وليس ذلك النوع الذي يخطر ببالنا عند التفكير بالقيادة. |
Evet, aslında karım artık araba kullanmıyor. Nöbet geçirmeye başladı. | Open Subtitles | زوجتي لا تقوم بالقيادة بعد الآن هي تصاب بتلك النوبات |
Sarhoş hâlde araba sürmekten ve araçla adam öldürmekten suçlanıyor. | Open Subtitles | تم إتهامها بالقيادة وهي ثملة والقتل غير العمد، بواسطة مركبة |
Ama nasıl tekrar araba kullanmaya başladıysam hatalarımla da yüzleşmeye başlayacağım. | Open Subtitles | و لكن كما بدأت مجدداً بالقيادة.. سأبدأ في التعامل مع مساوئي |
- Ben böyle düşünmezdim. - İyi, sürmeye devam et o halde. | Open Subtitles | بهذة الطريقة , ليس لدى خيار إذن أستمرى بالقيادة |
sürmeye devam et. Kırmızıda geç! | Open Subtitles | استمر بالقيادة اقطع الشارة الحمراء لا تطلق علي هذا كل ما لدي |
Biraz mantıklı ol. Arkadaşına susmasını ve sürmeye devam etmesini söyle | Open Subtitles | انت عاقل ، اخبر السائق ان يخرس ويستمر بالقيادة |
Arabaya bindiğinde, normal olarak ne yapıyorsan onu yap işte, sür. | Open Subtitles | عندما تدخل للسيارة افعل ما تفعله دوماً .. قُم بالقيادة |
Sen sür, ben de muşambanın plastiğini kesip, eritip şekle sokayım. | Open Subtitles | أنت قم بالقيادة ريثما أقطع وأذوب البلاستيك ليأخذ الشكل |
Şunu belirtmeliyim ki, arabam değerlidir, eğer bir yere çarpıp, sürtüp, göçertirsen, ya da koltuk ayarıyla bile oynasan, doğruca Meksika'ya doğru sür, sonra kendini çölde göm. | Open Subtitles | ولكي نكون على صراحة, سيارتي هي الكرز اذا قمت بخبطها او خدتشها كل ما عليك جعل مؤخرتك على الكرسي واستمر بالقيادة الى المكسيك وعندها ادفن نفسك في الصحراء |
Şimdi ise, emniyet kemerinizi takmadıysanız hiçbir çocuk arabayı sürmenize izin vermez. | TED | الآن، لن يسمح لكم طفل بالقيادة إذا لم ترتدوا حزام الأمان. |
Parayı taşıdığım gibi arabayı da ben sürdüm. | Open Subtitles | وقد قمت بحمل المال ايضا, وقمت بالقيادة كذلك |
Bugün dışarıda olanlar, bu odada bulunanların liderlik hatalarından kaynaklandı. | Open Subtitles | ما حدث هناك بالخارج اليوم كان نتيجة الفشل بالقيادة |
O ve moron ezik arkadaşları Los Angeles'tan Buraya arabayla geliyor. | Open Subtitles | يقوم بالقيادة من لوس انجلوس هو و بعض من أصدقائه الحمقى |
Bu görevde komuta ondadır. Benden sonra ikinci kişi odur. | Open Subtitles | إنه المسؤول عن المهمة هنا وهو التالى بالقيادة بعدى |
Ayrıca benim Sürmeme izin vermelisin. | Open Subtitles | بالإضافة، كما تعلم يجدر بك أن تدعني أقوم بالقيادة |
Ve Sürmene yardım edebilirim, çünkü sürücü kursuna gittim. | Open Subtitles | و يمكنني أن أساعدك بالقيادة لأن معي رخصة التعلم |
Bu komutada içki içmediğin veya beysbol oynamadığın biri var mı? | Open Subtitles | ألا يوجد أحد بالقيادة لا تشرب معه أو تلعب معه الكرة؟ |
araba kullanma iznim var fakat ehliyetli bir sürücü olmadan jipi çıkaramıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة، أملك تصريح بالقيادة ولكن أبي لا يُريدني أن أخرج بالسيّارة بدون رُخصة قيادة |
Lângur topluluklarında aileyi dişiler yönetir ve göç durumu varsa liderliği de ele alırlar. | Open Subtitles | في مجتمعات اللانجور تحكم الإناث كافة القردة و تتحلى بالقيادة عندما يحيم وقت الرحيل |
Sen baş ağrını kontrol ettirene kadar ben süreceğim. | Open Subtitles | سأقود و سأستمر بالقيادة حتى تذهب لفحص رأسك |