Sağol, bu arada eğer limde olsaydı birçok şey yapmana izin verirdim. | Open Subtitles | شكرًا.للعلم فقط لو كان الأمر يعود لي لتركتك تقومين بالكثير من الأشياء |
Barda yaşadıklarımızdan sonra birçok şey düşündüm. | Open Subtitles | عندما كنا في تلك الحانة وبعد بعض الكلام لقد فكرت بالكثير من الأشياء |
Bu senin kariyerin ve onun uğruna Çok şey feda ettik. | Open Subtitles | هذا مستقبلك، وقد ضحينا بالكثير من الأشياء حتى نصل لهذا الحد |
Yaşlandıkça, göremeyeceğin Pek çok şeye inanmayı öğreneceksin. | Open Subtitles | حين تكبر ، سوف تتعلم كيف تؤمن بالكثير من الأشياء التى لا تراها |
İnsanlar hayatları boyunca pek Çok şey düşünür. | Open Subtitles | يفكّر الناس بالكثير من الأشياء طوال حياتهم. |
Mahallendeki bir polisle konuştuk, bir Çok şey için şüpheli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تحدثنا إلى شرطي في منطقتكم، قال انك مشتبه بالكثير من الأشياء. |
Şey, benim fazla enerjimle biz bir sürü şey yapıyoruz. | Open Subtitles | حسنا, نحن نقوم بالكثير .من الأشياء في طاقتي الزائدة |
Size göstermemem gerekiyor, ama bu tezgahın arkasında, yapmamam gereken çok fazla şey yaptım. | Open Subtitles | لا أظن أنه من المفترض أن أعرضه لك لكن لكني أقوم بالكثير من الأشياء خلف هذه المنضدة ليس من المفترض أن أفعلها |
Halkım birçok şey yapabilir. Halkın. | Open Subtitles | يستطيعون قومنا القيام بالكثير من الأشياء - قومكم - |
Nasıl "Bu benim için kolay değil çünkü gerçekten sıkı çalıştın ve kariyerim için birçok şey yaptın." korkunç olur? | Open Subtitles | كيف لـ"إن ذلك ليس شيئاً سهلاً علي لأنك عملت بجد وقمت بالكثير من الأشياء لمصلحتي مهنتي" أن يكون فظيعاً |
Risperidon birçok şey yapabilir. | Open Subtitles | الريسبيريدون يقوم بالكثير من الأشياء |
Ama hayatım boyunca birçok şey yaptım. | Open Subtitles | لكني قمت بالكثير من الأشياء في حياتي. |
Bugün sen birçok şey hakkında meraklandın. | Open Subtitles | أنك فضولية بالكثير من الأشياء اليوم |
Senin yaşındaki çocuklar Çok şey yapıyor. | Open Subtitles | الكثير من الصغار في سنك يقومون بالكثير من الأشياء. |
Ama son zamanlarda, eskiden benzeri görülmemiş pek Çok şey yaptın. | Open Subtitles | لكنك قمتي بالكثير من الأشياء مؤخرا , اوه لم يسبق لها مثيل |
Pek çok şeye inanmam ama koli bandına inanırım. | Open Subtitles | لا أثق بالكثير من الأشياء لكنّي أثقُ بالشريط اللاصق |
Diğer cerrahların yok saydığı Pek çok şeye inandığımı biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | انت تعلم بأنني اؤمن بالكثير من الأشياء التي لا يبالي بها الجراحين الآخرين |
Pek çok şeye inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أؤمن بالكثير من الأشياء |
Bana daha pek Çok şey anlattı. | Open Subtitles | لقد أخبرني بالكثير من الأشياء عنكما |
Bir Çok şey yapabilirsiniz. | TED | يمكنك القيام بالكثير من الأشياء. |
Bu aile için bir Çok şey söylenebilir. | Open Subtitles | هذه العائلة سميت بالكثير من الأشياء |
Bir sürü insana bir sürü şey yaptın. | Open Subtitles | حسنا, لقد قمتي بالكثير من الأشياء للكثير من الأشخاص |
Polis beni sorgulamaya geldiğinde bana bir sürü şey anlattılar. | Open Subtitles | كما تعلم, عندما أتت الشرطة لإستجوابي لقد أخبروني بالكثير من الأشياء |
Bak, son yıllarda çok fazla şey yaşadım, o yüzden, ağırdan almanın bir zararı yok. | Open Subtitles | لكنني مررت بالكثير من الأشياء خلال السنوات الماضية و لا أمانع أن آخذ الأمر بروية |