Onlar anın içinde eğleniyorlar ve kumla oynamaya devam ediyorlar. | TED | يستمتعون باللحظة ويستمرون باللعب في الرمل. |
anın tadını çıkarın, beyler. anın tadını çıkarın. | Open Subtitles | إستمتعوا باللحظة أيها السادة إستمتعوا باللحظة |
Tuhaftı, çünkü hepimiz anın büyüsüne kapılmış olsak da işe geldiğimizde, hepimiz alışılagelmiş halimize döndük. | Open Subtitles | كان أمراً غريباً فرغم إندماجنا جميعاً باللحظة عندما بدأنا العمل عدنا إلى روتيننا المعتاد |
Benim insanlarım kendilerini küçücük bir koltuğa sıkıştırıp, ...ağızlarına bir Xanax atarlar ve yüzlerini taze tütüne gömecekleri anı hayal ederler. | Open Subtitles | قومي يحشرون أنفسهم بين مقاعد صغيرة جداً يتناولون المهدئات ويحلمون باللحظة بأن يتمكنوا من حشو وجههم بالتبغ الطازج. |
Yani, tanımadığım bir adamla o anı yaşamadan nasıl evlenebilirim ki? | Open Subtitles | أعني ، كيف يفترض أن أتزوج رجل لا أعرفه حتى بدون أن أحظى باللحظة ؟ |
Bak, bu anın zevkini çıkarmak istediğini biliyorum ama, gitmeliyiz. | Open Subtitles | اسمعي, أعرف بأنك تريدين التلذذ باللحظة, لكن علينا الخروج من هنا |
Bu anın tadını çıkarın Senatörler. | Open Subtitles | استمتعي باللحظة التى انتى بها فى الاضواء ايها السيناتور |
Her anın tadını mı çıkarsam yoksa hemen olaya mı girsek karar veremiyorum. | Open Subtitles | انا لا أعلم اذا كان يجب علي أن ابطئ لكي احتفظ باللحظة او استعجل في الأمر |
Bugünlük rahatlamanızı, anın tadını çıkarmanızı istiyorum sizden. | Open Subtitles | فقط لهذه الليلة أريدكم أن تسترخوا وتستمتعوا باللحظة |
Ama şimdi, anın tadını çıkarmalıyız... kutlamalı! | Open Subtitles | لكن الآن، يجب علينا أن نتمتع باللحظة ونحتفل |
anın tadını çıkar, ama ne pahasına olursa olsun bu tuzaktan kurtulacağım, buna hayatın da dahil. | Open Subtitles | أستمتع باللحظة العابرة لكنني سأهرب من هذا الشرك ، بأي ثمن بما فيه حياتك |
Polis gelip eğlenceyi bozmadan önce neden bu anın keyfini çıkarmıyoruz? | Open Subtitles | حسنا ، قبل ان تصل الشرطة وتفسد الأمر لماذا لا نستمتع باللحظة ؟ |
Bazıları mutluluğun tam bu anda olduğunu söyler; mevcut anın diriliğinin niteliğindedir. | TED | جزء آخر من الناس يرون السعادة هي الآن ، إنها كيفية الإستمتاع باللحظة الحالية . |
Şu anın tadını çıkarmama izin veremez misin? | Open Subtitles | ألا يمكنك أن تدعنى أستمتع باللحظة ؟ |
Zamanımızı yaşayıp anın keyfini çıkaralım. | Open Subtitles | . . لنأخذ وقتنا نستمتع باللحظة |
Gideceğin anı düşün ve kendini orada bulacaksın. | Open Subtitles | وتفكر باللحظة التي تذهب إليها ثم تجد نفسك هناك |
Ona karşı bir şeyler hissettiğini anladığın anı düşün. | Open Subtitles | فكّري باللحظة التي أدركت فيها أنّك تكنين مشاعر لهذا الشخص |
"Ben bu kesişme noktasına 'İradenin Kritik anı' diyorum." | Open Subtitles | أنا اسمي هذه المرحلة، باللحظة الحاسمة للإرادة |
"Bana en mutlu olduğun anı anlat." | Open Subtitles | " أخبريني باللحظة التي كانت فيها سعادتك " |
Çocuklar anı yaşıyorlar, eğlenmek istiyorlar. | Open Subtitles | إن الأطفال يعيشون كي يستمتعوا باللحظة |