Golf oynarken kramponum takıldı. Biraz ağrıdı, ama oynamaya devam ettim. | Open Subtitles | كنت ألعب الجولف و انحشر نعلي تألمت قليلاً لكنني استمريت باللعب |
Omurlarım kilitlendiğinde golf oynuyordum. Biraz sancıdı ama oynamaya devam ettim. | Open Subtitles | كنت ألعب الجولف و انحشر نعلي تألمت قليلاً لكنني استمريت باللعب |
Kendine gelen iblis çocukla oynamak için o köyde kaldı. | Open Subtitles | بعد تحسّن الشيطان، بدأ باللعب مع الصبي ومكث في القرية |
Hepinize tavsiye ederim. Biraz oyun hamuru alın biraz tuz ve biraz da şeker. oynamaya başlayın. | TED | وانا احثكم على ان تحضروا بعضاً من الصلصال .. وقليلاً من الملح والسكر .. وتبدأوا باللعب |
oyuna oturmak için 100 $ gerekiyor. Bende 500 $ var. | Open Subtitles | إنها تتكلف 100 دولار لتشترك باللعب و أنا معى 500 دولار |
Oraya girmek için bir sürü hamle yapacağız... ve oynamaya devam etmek istiyorsak, | Open Subtitles | إنه فقط يحتاج إلى الكثير من التحركات لحدوث ذلك وإذا اردت الإستمرار باللعب |
Onlar anın içinde eğleniyorlar ve kumla oynamaya devam ediyorlar. | TED | يستمتعون باللحظة ويستمرون باللعب في الرمل. |
Kendine gelen iblis çocukla oynamak için o köyde kaldı. | Open Subtitles | بعد تحسّن الشيطان، بدأ باللعب مع الصبي ومكث في القرية |
Ve görünmezlik anlayışıyla oynamak çok ilgimizi çekti. | TED | وقد كنا مفتونين للغاية باللعب على مبدئ التخفي. |
Talebi artırmaya devam ederken yaptığımız diğer şey ise, fiyatlarla bir çeşit bul karayı al parayı oynamak. | TED | الشيء الآخر الذي قمنا بعمله مع ما نقوم به من الاستمرار في زيادة الطلب هو أننا نقوم باللعب مع التكاليف بصورة ما |
oyun oynarsan, gönüllü olarak sakinleştirici ilaç almış olursun. | Open Subtitles | اذا قمت باللعب ، ستصبح متطوعا ولتأخذ معك المسكن |
O sadece gözde düşmanıyla oyun oynamaktan hoşlanıyor; benle | Open Subtitles | إنه يستمتع باللعب فقط عندما يلعب ضد خصمه المفضل ، وذلك أنا. |
Bu oyuna devam edecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت لنستمر باللعب في هذه اللعبة. |
Bunların hepsi gerçekse, sen dahil herkesin bu oyuna neden devam ettiğini bilmek istiyorum? | Open Subtitles | إذا كانت هذه الأمور حقيقية بما فيهم أنتِ إستمرّيتم باللعب و المشاركة؟ بما فيهم أنتِ إستمرّيتم باللعب و المشاركة؟ |
Üç akşam çıktık ve hala oyuncaklarıyla oynamama izin vermiyor. | Open Subtitles | ثلاثة مواعدات وما زالت لا تسمح لي باللعب بالألعاب. |
Seninle oynamaya başlamadan önce oyun oynamayı bırak. | Open Subtitles | توقف عن لعب اللعبة قبل ان تبدأ باللعب بك |
İki Go Oyunu birbirinden tamamen farklıdır, tıpkı dolu gibi. | Open Subtitles | لا يذهب إثنان باللعب على حد سواء مثل ندف الثلج |
Ajan Harriet gibi büyük oynayarak kendimi bok çukuruna düşürmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أخرب الأشياء على نفسي باللعب بمخاطر عاليه كجاسوسه |
- Harika. Bu sefer oynamamıza az daha izin veriyorlardı. | Open Subtitles | وقد اقترب هؤلاء الشباب جداً من السماح لنا باللعب هذه المرة أيضاً |
- N.C.a.a. senin finalde oynamana izin verecek. - Evet. | Open Subtitles | سوف تسمح لك ال ن سي اي اي باللعب في سهل بوربون |
Ben de hep birlikte oturup masa Oyunu oynama planları yapıyordum. | Open Subtitles | وأعتقد أننا يمكن أن يكون كل كان يجلس محشوة حولها، باللعب على متنها. |
Ama oynamakla kalmadın, kazandın da, Bayan Williams. | TED | غايل: لكنّك لم تقومي باللعب فقط، سيدة ويليامز، بل وفزتي كذلك. |
- Neyse, diyelim ki bu ameliyatı olan biri bugün oynayacak. | Open Subtitles | لنقل أنّ هذا الرجل الذي أجرى هذه الجراحة، سيقوم باللعب اليوم. |