"باللعب" - Translation from Arabic to Turkish

    • oynamaya
        
    • oynamak
        
    • oyun
        
    • oyuna
        
    • oynamama
        
    • oynamayı
        
    • Oyunu
        
    • oynamaktan
        
    • oynayarak
        
    • oynarken
        
    • oynamamıza
        
    • oynamana
        
    • oynama
        
    • oynamakla
        
    • oynayacak
        
    Golf oynarken kramponum takıldı. Biraz ağrıdı, ama oynamaya devam ettim. Open Subtitles كنت ألعب الجولف و انحشر نعلي تألمت قليلاً لكنني استمريت باللعب
    Omurlarım kilitlendiğinde golf oynuyordum. Biraz sancıdı ama oynamaya devam ettim. Open Subtitles كنت ألعب الجولف و انحشر نعلي تألمت قليلاً لكنني استمريت باللعب
    Kendine gelen iblis çocukla oynamak için o köyde kaldı. Open Subtitles بعد تحسّن الشيطان، بدأ باللعب مع الصبي ومكث في القرية
    Hepinize tavsiye ederim. Biraz oyun hamuru alın biraz tuz ve biraz da şeker. oynamaya başlayın. TED وانا احثكم على ان تحضروا بعضاً من الصلصال .. وقليلاً من الملح والسكر .. وتبدأوا باللعب
    oyuna oturmak için 100 $ gerekiyor. Bende 500 $ var. Open Subtitles إنها تتكلف 100 دولار لتشترك باللعب و أنا معى 500 دولار
    Oraya girmek için bir sürü hamle yapacağız... ve oynamaya devam etmek istiyorsak, Open Subtitles إنه فقط يحتاج إلى الكثير من التحركات لحدوث ذلك وإذا اردت الإستمرار باللعب
    Onlar anın içinde eğleniyorlar ve kumla oynamaya devam ediyorlar. TED يستمتعون باللحظة ويستمرون باللعب في الرمل.
    Kendine gelen iblis çocukla oynamak için o köyde kaldı. Open Subtitles بعد تحسّن الشيطان، بدأ باللعب مع الصبي ومكث في القرية
    Ve görünmezlik anlayışıyla oynamak çok ilgimizi çekti. TED وقد كنا مفتونين للغاية باللعب على مبدئ التخفي.
    Talebi artırmaya devam ederken yaptığımız diğer şey ise, fiyatlarla bir çeşit bul karayı al parayı oynamak. TED الشيء الآخر الذي قمنا بعمله مع ما نقوم به من الاستمرار في زيادة الطلب هو أننا نقوم باللعب مع التكاليف بصورة ما
    oyun oynarsan, gönüllü olarak sakinleştirici ilaç almış olursun. Open Subtitles اذا قمت باللعب ، ستصبح متطوعا ولتأخذ معك المسكن
    O sadece gözde düşmanıyla oyun oynamaktan hoşlanıyor; benle Open Subtitles إنه يستمتع باللعب فقط عندما يلعب ضد خصمه المفضل ، وذلك أنا.
    Bu oyuna devam edecek vaktimiz yok. Open Subtitles ليس لدينا وقت لنستمر باللعب في هذه اللعبة.
    Bunların hepsi gerçekse, sen dahil herkesin bu oyuna neden devam ettiğini bilmek istiyorum? Open Subtitles إذا كانت هذه الأمور حقيقية بما فيهم أنتِ إستمرّيتم باللعب و المشاركة؟ بما فيهم أنتِ إستمرّيتم باللعب و المشاركة؟
    Üç akşam çıktık ve hala oyuncaklarıyla oynamama izin vermiyor. Open Subtitles ثلاثة مواعدات وما زالت لا تسمح لي باللعب بالألعاب.
    Seninle oynamaya başlamadan önce oyun oynamayı bırak. Open Subtitles توقف عن لعب اللعبة قبل ان تبدأ باللعب بك
    İki Go Oyunu birbirinden tamamen farklıdır, tıpkı dolu gibi. Open Subtitles لا يذهب إثنان باللعب على حد سواء مثل ندف الثلج
    Ajan Harriet gibi büyük oynayarak kendimi bok çukuruna düşürmeyeceğim. Open Subtitles أنا لن أخرب الأشياء على نفسي باللعب بمخاطر عاليه كجاسوسه
    - Harika. Bu sefer oynamamıza az daha izin veriyorlardı. Open Subtitles وقد اقترب هؤلاء الشباب جداً من السماح لنا باللعب هذه المرة أيضاً
    - N.C.a.a. senin finalde oynamana izin verecek. - Evet. Open Subtitles سوف تسمح لك ال ن سي اي اي باللعب في سهل بوربون
    Ben de hep birlikte oturup masa Oyunu oynama planları yapıyordum. Open Subtitles وأعتقد أننا يمكن أن يكون كل كان يجلس محشوة حولها، باللعب على متنها.
    Ama oynamakla kalmadın, kazandın da, Bayan Williams. TED غايل: لكنّك لم تقومي باللعب فقط، سيدة ويليامز، بل وفزتي كذلك.
    - Neyse, diyelim ki bu ameliyatı olan biri bugün oynayacak. Open Subtitles لنقل أنّ هذا الرجل الذي أجرى هذه الجراحة، سيقوم باللعب اليوم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more