"باللوم على" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorumlu
        
    • suçlar
        
    • suçu
        
    • suçla
        
    • suçlarız
        
    Ayaklanma katliamla bastırılıp, Varşova yerle bir edildiğinde Polonyalılar, Sovyetler Birliği'ni sorumlu tuttu. Open Subtitles وعندما إنهارت الثورة وأرتكبت ،المذابح ودمرت وارسو ألقت بولندا باللوم على الإتحاد السوفياتي
    Bu inanç uğruna dökülen kanlardan kendini sorumlu tuttuğun için mi? Open Subtitles ألأنكَ تشعُر باللوم على هذه الدماء المسفوكة من هذا المعتقد ؟
    Kaynaklar - bilimsel kaynakların bazısı, sürekli olarak ET (Eğitim teknolojisi)'yi aşırı sinirli ve düşük performanslı olmakla suçlar. TED البحوث -- جزء منها، البحوث العلمية، دائماً تلقي باللوم على تكنلوجيا التعليم على أنها ملفقة للغاية وقاصرة عن الأداء.
    suçu başka birine atmaya çalışmak klasik bir suçlu davranışıdır. Open Subtitles يلقي باللوم على شخص آخر هذا سلوك إجرامي تقليدي
    Bizi değil, elektrik idaresini suçla! Open Subtitles لا تلقوا باللوم علينا القوا باللوم على الاشتراكات
    İşler kötüye giderse Mossad'ı suçlarız. Open Subtitles إن ساءت الأمور ستلقي باللوم على الموساد ليست مضحكة
    Barbar istilasından ailemi sorumlu tutuyorlar. Open Subtitles كل شخص يلقي باللوم على الغزو البربري على أجدادي.
    Sam Cliff'i bu konuda sorumlu görmüyordu. Open Subtitles سام لم يلق باللوم على كليف لما حدث
    Yetkililer, takımın kötü gidişatından, önemli lig oyuncularının 4. yıla giren grevini ve taraftarın ilgisizliğini sorumlu tutuyor. Open Subtitles المسؤولين ألقوا باللوم على جامعة الدول الرئيسيّة الفاعلة ...على دخول السّنة الرّابعة وعدم وجود
    Şahsi karalama politikasını sorumlu tutarım. Open Subtitles وألقي باللوم على سياسات التدمير الشخصي
    Almeida her şeyini kaybetti ve bundan hayatı boyunca hizmet ettiği devleti sorumlu tutuyor. Open Subtitles (ألميدا) فقد كل ما يملك وهو يلقي باللوم على الحكومة التي أمضى حياته بخدمتها
    Toplum üyeleri cadılığı suçlar ve birbirlerini cadı olmakla suçlarlardı. TED كان أفراد المجتمع يلقون باللوم على السحر ويتّهمون بعضهم بأنّهم سحرة.
    Fakat yaptığı seçimler için sorumluluk almaz ve işler boka sardığında yakınındaki her neyse onu suçlar. Open Subtitles لكنها لا تتحمل المسؤولية بسبب اختياراتها وحينما حدث السوء ألقت باللوم على ما هو أقرب
    Amerika'yı suçlar bir şekilde işaret etmiyorum. TED أنا لا ألقي باللوم على أمريكا.
    Belki de kavga ettiler, olay şiddetlendi ve şimdi de suçu hasta kıza atarak bunu örtbas etmeye çalışıyorlar. Open Subtitles كما تعلم، ربما يخوضون شجار عنيف، والآن يحاولون أن يغطون هذا باللوم على فتاة مريضة.
    Bırak polisler suçu benim üzerime atsın. Open Subtitles دع الشرطة تلقى باللوم على فحسب
    Kimse kimin yaptığını bilmiyor, ama insanlar tahmin edebileceğiniz üzere, suçu kocanızın üstüne atıyorlar. Open Subtitles لا احد يعرف من فعل ذلك ... ولكن الناس كما يمكنك ان تتخيلى . إنهم يلقون باللوم على زوجك
    Bilmeleri gerekmez. Sessizce yap ve köpeği suçla. Open Subtitles لست مضطرًا لتعلن عنه فقط افعلها بهدوء وألق باللوم على الكلب
    Bak, bu iş yatarsa lanet olası avukatları suçla. Open Subtitles انظر، إذا كان هذا الشيء فشل. إلقي باللوم على المحامين اللعناء.
    Tamam, cini suçla. Open Subtitles هذه هي, تقع باللوم على الجـنـّي
    Güney Vietnamlı müttefiklerimizi suçlarız. Open Subtitles فسوف نلقي باللوم على حلفائنا الفيتناميين الجنوبيين
    O mu? Bir kişiyi nasıl suçlarız? Open Subtitles كيف نُلقي باللوم على رجلٍ واحد؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more