Diğeri erzak dolu. Bok yiyemezsiniz, mantıklı değil mi? | Open Subtitles | الآخرى مليئة بالمؤن لا يمكنك تناول الهراء , منطقياً لا ؟ |
Bu sığınağa bir yıl yetecek kadar erzak depolandı. | Open Subtitles | هذا الملجاء معبئ بالمؤن الكافية لآخر العام |
Kimsenin umursamadığı ülkeler için ilaç ve temel erzak malzemesi çalarak hayatını riske atıyordu, işte suçu bu. | Open Subtitles | تعلمين، جريمته الوحيدة هي أنه يخاطر بحياته كي يأتي بالمؤن والمستلزمات إلى أماكن لا يهتم بها أحد |
Biz konuşurken, De Noli Floransa'da yolculuk için bir dubayı erzakla dolduruyor. | Open Subtitles | بينما نتحدث, (دي نولي) في (فلورنسا), يزود السفينة بالمؤن من أجل الرحلة. |
Biz konuşurken, De Noli Floransa'da yolculuk için bir dubayı erzakla dolduruyor. | Open Subtitles | بينما نتحدث, (دي نولي) في (فلورنسا), يزود السفينة بالمؤن من أجل الرحلة. |
Evet, köye erzak almak için uğramış olmalılar. | Open Subtitles | أجل, لابد أنهم دخلوا إلى هذه القرية للتزود بالمؤن. |
Bir gemi, yolculuk için erzak. | Open Subtitles | سفينة مزودة بالمؤن من أجل رحلة. |
Bir gemi, yolculuk için erzak. | Open Subtitles | سفينة مزودة بالمؤن من أجل رحلة. |
Düzenli olarak erzak teslimatı aldıklarından bahsetti. | Open Subtitles | لكنّه ذكر شيئاً عن تزويد دوري بالمؤن |
Böylece erzak ve cephane yükleyecekler. | Open Subtitles | ليشحنوه بالمؤن والذخائر. |
O yüzden çıkabildiğimizde, erzak almaya gidiyoruz. | Open Subtitles | لنأتي بالمؤن عندما نريد |
- Düzenli olarak erzak teslimatı alıyoruz. | Open Subtitles | لدينا تزويدٌ جوّي دوري بالمؤن |
Burada birkaç gün dinlenip erzak için Hidalgo'ya gideceğim, sonra da Matamoros'a. | Open Subtitles | سنستريح هنا لعدة أيام... ثم نتجه إلى (هيدالجو) للتزود بالمؤن ثم نتحرك إلى (ماتاموروس) |