"بالمجوهرات" - Translation from Arabic to Turkish

    • mücevher
        
    • mücevherleri
        
    • Mücevherler
        
    • Mücevherlere
        
    • mücevherlerle
        
    • takıştırıp oryaya
        
    Bu adam buraya geldi, mücevher dolu birşey getirdi, ve bana şöyle dedi. Open Subtitles هذا الرجل اتى الى هنا هو ملء الحقيبه بالمجوهرات وسألني،
    Bir süre sonra kendin ağırlığınca mücevher alabileceksin. Open Subtitles إنها فقط مسألة زمن قبل أن تثقلي على نفسك بالمجوهرات كما لو كنت تحتاجهم ابتسامتك هذه أفضل من كل هذه المجوهرات
    "Muhafızlara bluzuna diktiği mücevherleri rüşvet olarak vermişti. Open Subtitles تم رشوة الحراس بالمجوهرات المخيطة في قميصها
    Pahalı mücevherleri olan bayanları evlerine kadar takip ediyor olabilir. Open Subtitles يمكن أن يكون يتصيد السيّدات بالمجوهرات الغالية، يتبعهم لبيوتهم.
    Kasada 2 milyon dolar var, değil mi? Mücevherler onda kalsın. Open Subtitles هناك 2 مليون دولار في الصندوق دعيه يحتفظ بالمجوهرات
    Mücevherlere karşı ilgim, politikaya, modern şiire, veya heyecan peşinde olan kadınlara duyduğum kadardır. Open Subtitles أنا أهتم بالمجوهرات مثل السياسه و الشعر والمرأه الغريبه
    Beni mücevherlerle satın mı alacaksın? Open Subtitles ـ أتعتقد أنه يُمكنك أن تشترينى بالمجوهرات ؟ ـ كفى يا أمى
    Ayrıca gelecek kişilere, çiçek getirmeleri yerine açık tabutumun içine mücevher dökebileceklerini söyleyin. Open Subtitles وعوض الأزهار، سيتعين نثر نعشي بالمجوهرات
    mücevher takan her adamı bedava taşırım mı sandın? Open Subtitles أتعتقد أنني أعرض توصيلة مجانية إلى كل رجل يرتدي ملابس مطرزة بالمجوهرات
    Binlerce dolar değerinde mücevher çalan bir hırsızı takip ediyoruz. Open Subtitles نحنُ نتتبع لص سرق الآلاف من الدولارات مقدرة بالمجوهرات
    Teddy annesinin mücevherleri nerede sakladığını ve babasının ne zaman evde olmadığını biliyordu. Open Subtitles تيدي يعلم اين تحتفظ والدته بالمجوهرات و عندما يكون والده قد رحل
    Başkalarından çaldığı mücevherleri satmaya çalışan bir adam. Open Subtitles إنه يتعامل بالمجوهرات التي لا يمتلكها
    Biliyorsun ben mücevherleri umursamam. Open Subtitles تعلم أني لا أهتم بالمجوهرات
    Biliyor musun, şuradaki Mücevherler tamamen kristalden yapılmış. Open Subtitles إنّها مصنوعةٌ من الكريستال. و مرصّعة بالمجوهرات.
    Mücevherler, renkli şeyler ve altınla dolu bu harika dünyaya bayılırdım. Open Subtitles أحببت هذا العالم الرائع المليء بالمجوهرات والقبعات ملّونة ومذهبة
    O sırada Mücevherler aklımda değildi. Open Subtitles .. لم أكن أفكر بالمجوهرات حينها
    Mücevherlere tek kuruş vermem, tabii elmas olanlar dışında. Open Subtitles ليس الأمر هو أنني مغرمة بالمجوهرات ، ما عدا الماس ، بطبيعة الحال.
    Mücevherlere tek kuruş vermem, tabii elmas olanlar dışında. Open Subtitles ليس الأمر هو أنني مغرمة بالمجوهرات ، ما عدا الماس ، بطبيعة الحال.
    Yüzükler, bilezikler ve mücevherlerle bezeli bir elbise. Open Subtitles وأساور من الذهب , وملابس كلها مغطاة بالمجوهرات.
    Tapınağın her yeri soylular ve hacılar tarafından bırakılan mücevherlerle doluymuş. Open Subtitles الضريح كله متألق بالمجوهرات التي خلفها الأمراء والحجاج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more