Burada görüştüğümüz için üzgünüm ama üst mahkemede bir davam var. | Open Subtitles | لقد أخبرت زوجتك بأسفى للقائنا هنا ولكنى أملك قضية بالمحكمة العليا |
- mahkemede sessizlik! - mahkemeye yarın sabah 9'a kadar ara verilecek. | Open Subtitles | النظام بالمحكمة الجلسة سترفع حتى التاسعة من صباح الغد |
Suç üstünde yakalamazsak mahkemede paçayı sıyırır. | Open Subtitles | يمكنه التغلب عليها بالمحكمة الا إن أمسكنا به متلبساً |
Hatta avukat tutmaya gücüm yetmiyorsa, mahkeme bana bir avukat tutmakla yükümlü! | Open Subtitles | وإذا لم أستطيع توفير محامي يجب أن تحضروا انتم لي محامي بالمحكمة |
Benim için, mahkemeye çıkmamak yargıcın davayı iptal etmesi demek. | Open Subtitles | فالقاضي رفض القضية ولا داعي أن اعيد فتحها ثانية بالمحكمة |
Elinden gelen her şeyi.Onun o mahkemede görünmemesi için her şeyi. | Open Subtitles | سيفعل ما يستطيع لمنعها من الوقوف بالمحكمة |
Olmaz. Yarın mahkemede olacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع, ستعرض القضية غدا بالمحكمة علي مراجعة الكثير من الأمور |
Olmaz. Yarın mahkemede olacağım. Yapacak çok şey var. | Open Subtitles | لا أستطيع, ستعرض القضية غدا بالمحكمة علي مراجعة الكثير من الأمور |
mahkemede durup vaaz veriyorsun. Ben senin neden bahsettiğini bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد رأيتك تقف فى المرافعة بالمحكمة لم اكن اعرف حتى عن اى شئ تتحدث |
mahkemede. Jakie? | Open Subtitles | ومن الافضل ان تتكلم الان جيك ليس بالمحكمة |
-Sayın Yargıç müvekkilimin mahkemede bulunma hakkı var. | Open Subtitles | حضرة القاضي, موكلتي مخولة بالطبع في يومها بالمحكمة |
mahkemede bu kaset gösterildiğinde suratlarındaki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق صبراً على رؤية النظرة التي ستعلو وجوههم حين عرضنا لهذا بالمحكمة |
mahkemede yargıç öyle isteyecek. | Open Subtitles | عندما تكون بالمحكمة سيطالب القاضي بالدقة |
Sessiz kalma hakkına sahipsiniz. Söyleyeceğiniz herşey mahkemede delil olarak kullanılabilir ve kullanılacaktır. | Open Subtitles | تملكون الحق بإلتزام الصمت أي شيء تقولونه سيستخدم ضدكم بالمحكمة |
Adı Sadie. Bir eroin davası yüzünden mahkemede tıkıldım kaldım. | Open Subtitles | أنا مرتبط بالمحكمة بقضية هيروين إنها تحتاج القليل من المساعدة بشكل سلمي |
İyi haberse, bu asla mahkemede arz edilemez, göt herif. | Open Subtitles | أخبار جيدة , هذا لن يصمد أبدا بالمحكمة , أيها العين |
Piskoposlar hepsi bir araya gelip, bu evliliğin şüpheli olup mahkeme tarafından feshedilmesi gerektiğini ilan eden bu belgeyi imzaladılar. | Open Subtitles | فجميع الأساقفة هنا وقعوا على هذه الوثيقة معلنين بأن الزواج به شك ويجب أن يفسخ بالمحكمة. |
- Baban askeri mahkeme de istiyor onu. Ne? | Open Subtitles | لقد اوقفوه وابيك يريد ان يحاكمه بالمحكمة العسكرية |
Kendisini mahkemeye tanıtması istendiğinde Al-Faqi'nin söylediği şeylerden biri bir üniversite mezunu olduğu, bir öğretmen olduğuydu. | TED | من ضمن ما قاله الفقي عندما طُلب منه تعريف نفسه بالمحكمة أنه كان خريجًا ومدرسًا. |
mahkemeye katılanlarla hakimin konuşma şekli ile başlar. | TED | يبدأ بالكيفية التي يتكلم فيها القاضي إلى من بالمحكمة. |
1.70 boylarında sarışın bir kadın ve şu an adliyede. | Open Subtitles | أنّها شقراء بطول 7، 6 أنّها بالمحكمة الآن |
Unut onu, Onbaşı, Onun kaderi şimdi mahkemenin elinde. | Open Subtitles | عندما سمح له بان يتجند انسى منه مصيره الان مرتبط بالمحكمة |
Ellen, mahkemeyi arayıp onlara gecikeceğimi söyler misin? | Open Subtitles | ايلين , إتصلى بالمحكمة وأخبريهم بأننى سأتأتخر |
Yüce Divan'ın hakimlerinden birinin annesinin cenaze törenini berbat ettin, üstelik kızının da ölmüş olabileceğini öğrendiği aynı gün. | Open Subtitles | لقد عبثتَ في جنازة لأمّ قاضية بالمحكمة العليا في نفس اليوم الذي تكتشف فيه أنّ ابنتها على الأرجح ميّته |
Yarın sabah duruşmada görüşürüz. | Open Subtitles | أراكما صباح الغد بالمحكمة |
Bana mahkemedeyken ne söylediğinizi hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | مرحباً، أتذكر ماقلته لي بالمحكمة ؟ |