Ama olay şu ki, aldığımız riske değdi çünkü burada söz konusu olan şeyler çok önemliydi. | TED | لكنها كانت جديرة بالمخاطرة بسبب المعوقات التي وضعت أمامنا. |
riske giriyor olabilirsin, dostum, ama o ipi kesen benim. | Open Subtitles | بالفعل أنت تقوم بالمخاطرة يا صديقي, لكني أنا من يقوم بالقطع. |
Demek ki muhtemelen çok da iyi bir iş çıkartmıyoruz, konu risk almaya geldiğinde. | TED | إذن ربما نحن لا نقوم بعمل عظيم عندما يتعلق بالمخاطرة. |
Bir araştırma hakkında görüştük. Araştırma, çocukların oyun oynarken daha rahat risk aldıklarını gösteriyor. | TED | ناقشنا البحث، وظهر أن الطلاب شعروا بالراحة بالمخاطرة أثناء اللعب. |
- Ne farkeder ki, Amiral riski paylaşmak istiyoruz. | Open Subtitles | طالما كل الأوضاع واحدة يا أدميرال، فإننا نحب أن نشارك بالمخاطرة |
Kendi hayatını tehlikeye atmaya bu kadar can attığını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | أتعرف ؟ .. لمْ أره أبداً مولعاً بالمخاطرة بحياته لهذه الدرجة |
Ama sen... Aşkın için hayatını riske atarsın. | Open Subtitles | لكنّك راغبة بالمخاطرة بحياتك من أجل الحبّ |
Komutam altındaki herhangi birinin hayatını kuşe kağıda bir özgeçmişe bakarak riske atamam. | Open Subtitles | أنا لن أقوم بالمخاطرة بأي شخص تحت قيادتي لأجل السيرة الذاتية |
Hayatlarımızı riske atmayı senden daha fazla istiyor değilim ama açıkçası bundan konuşarak vazgeçeceğe benzemiyor. | Open Subtitles | ..أنا لست مهتماً بالمخاطرة بحياتنا أكثر منك لكن من الواضح أنها لن تتحدث عن هذا |
Kalbini riske etmeye hazır. Kuralsız, korkusuz. | Open Subtitles | هي ترغب بالمخاطرة بقلبها بدون أحكام, بدون خوف |
Bekleyemeyeceğini düşünmüştüm Ailenin güvenliğini riske etmeyeceğini. | Open Subtitles | اعتقدتك لن تريد الانتظار بالمخاطرة بأمان عائلتك |
Buradayım çünkü sonuçta gerçeğin ortaya çıkması için bu riske değer. | Open Subtitles | إنني هنا لأنه تم الإيقاع بنا إنني هنا لأنه في النهاية فإن الحقيقة جديرة بالمخاطرة |
Bunun her zaman aldığımız bir risk olduğunu biliyorum, geçide her adım attığımızda, fakat... | Open Subtitles | أنا أعلم أننا نقوم بالمخاطرة كل وقت نغادر فيه عبر بوابة النجوم لكن |
Yeteneği olan büyük oyuncular risk alırlar çünkü risk olduğuna inanmazlar. | Open Subtitles | اللاعبون العظماء يلعبون لموهبتهم ويقبلون بالمخاطرة لانهم لا يؤمنون انها مخاطرة ضع معطفك هنا |
Thomas, hayatında yapmak istediğin fakat bir gün risk almazsan asla gerçekleştiremeyeceğin şeyler vardır. | Open Subtitles | اتعلم يا توماس سيأتي يوم تقول في لنفسك أن هناك أشياء أردت أن أفعلها في حياتي و لن تفعلها إلا إذا قمت بالمخاطرة |
Her an risk almalısın. Yoksa sen hiç almadın mı evlat? | Open Subtitles | و عليك أن تقوم بالمخاطرة في كل وقت و حين ألم تفعل ذلك يا بتي ؟ |
riski kabul edip etmediğine karar vermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تقرري ما إذا كنتِ ستقبلين بالمخاطرة |
Bence en büyük riski kimin aldığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | أعتقد بأننا نعلم سوية من الذي قام بالمخاطرة الأكبر |
Konu dostlarınsa, bazen tehlikeye girmelisin. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بالأصحاب, أحياناً يجب أن تقوم بالمخاطرة. |
Hayatımızı en az senin kadar tehlikeye atmaya karşıyım ama onu vazgeçiremeyeceğimiz de açık. | Open Subtitles | ..أنا لست مهتماً بالمخاطرة بحياتنا أكثر منك لكن من الواضح أنها لن تتحدث عن هذا |
Kral'ın celladına boynunu vermeyi göze almaya gönüllü gibisin. | Open Subtitles | إن كنت ترغب بالمخاطرة بقطع عنقك عند جلاد الملك |
İngiltere onunla ilgilenmek için, en yeni iki savaş kruvazörünü Kuzey Denizi'ndeki kritik kuşatmadan çekme riskini göze aldı. | Open Subtitles | قامت بريطانيا بالمخاطرة بإرسال اثنان من أحدث سفنها من منطقة بحر الشمال الحيوية لحصار ألمانيا للتعامل معه |
Pekâlâ, bütün gösteriyi mahvetmen riskine giremem. | Open Subtitles | لا يمكن أن أسمح لكِ بالمخاطرة بتخريب العرض |