"بالمعلومات التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • bilgiyle
        
    • bilgiyi
        
    Elimizdeki bilgiyle elimizden geleni yaptık. Open Subtitles فعلنا ما بوسعنا بالمعلومات التي كانت بحوزتنا
    Asıl soru, şu anki bilgiyle senin ne yapacağın? Open Subtitles السؤال هو .. ماذا ستفعلين بالمعلومات التي حصلتي عليها الآن ؟
    Ona verdiğim bilgiyle ne yapacağını öğrenmek için. Open Subtitles لأرى ماذا يفعل بالمعلومات التي اعطيتها له
    Yine de, ihtiyacımız olan istihbari bilgiyi sağlayabilecek bir hareket şekli var. Open Subtitles على اي حال ذلك هو عملهم الذي قد يأتينا بالمعلومات التي نحتاجها
    Beynimizde bize istediğimiz bilgiyi veren büyülü bir şey yok. TED لا نملك تلك الشريحة السحرية في عقولنا والتي تزودنا بالمعلومات التي نريدها
    Sizden istediğimiz bilgiyi vermeniz için... durum yeterince değişti sanırım. Open Subtitles اظن ان الاوضاع تغيرت بما يكفي لان تدلي بالمعلومات التي نسالك عنها
    Size gönderdiğim bilgiyle ne yapacaksınız? Open Subtitles ماذا ستفعلين بالمعلومات التي ارسلتها اليك
    Sana gönderdiğim bilgiyle ne yapacaksın? Open Subtitles ماذا ستفعيلن بالمعلومات التي ارسلتها اليك
    Elimizdeki bilgiyle verebildiğimiz en iyi kararı veririz ve bağışlayıcı bir Tanrı olduğunu umarız. Open Subtitles نحن نتخذ أفضل قرارات ممكنة بالمعلومات التي لدينا ونأمل أن يكون هناك ربُ غفور
    Tamam, bak, düşmanların, Jack'in McLennen-Forster'dan aldığı bilgiyle ayrılmalarına izin veremezsiniz. Open Subtitles حسناً، لا يمكن السماح للمعتدين (بمغادرة المنطقة بالمعلومات التي حصل عليها (جاك) من (ماكلينن فورستر
    Tahmin ediyorum Bayan Groves'un size verdiği bilgiyle bir ilgisi var. Open Subtitles أتصوّر أنّ للأمر علاقة بالمعلومات التي أعطتك إيّاها الآنسة (غروفز).
    Size Teal'c'i kurtarmak için gerekli bilgiyi sağlayabilirim. Open Subtitles أنا يمكن أن أزودك بالمعلومات التي تحتاجها لإنقاذ تيلك
    Eğer herhangi biri, dışarıya, planladığın bilgiyi içeren bir haber gönderirse, casus odur. Open Subtitles وإذا قام أحد بإرسال اي اتصال بالمعلومات التي زرعتها، فهذا هو الجاسوس
    Eğer bize, yükleyiciyi "zamanında" bulmamızı sağlayacak olan bilgiyi verirsen eminim, Başkan bağışlamayı imzalayacaktır. Open Subtitles بالمعلومات التي تسمح لنا بالعثور على الصاعق، في الوقت المناسب أنا واثق أن الرئيس
    Kendisi ana güvenlik şirketine atanmıştı. Bize verdiği bilgiyi sorgulamamız için bir neden yoktu. Open Subtitles لقد كان ضابطاً في الأمن الداخلي لم نملك سبباً للشك بالمعلومات التي زودنا بها
    Bu işi geciktirmek için bilgiyi vermen gerek. Open Subtitles عليكَ أن تهتمّ بالمعلومات التي بإمكانها أن تصمد.
    Bu işi geciktirmek için bilgiyi vermen gerek. Open Subtitles عليكَ أن تهتمّ بالمعلومات التي بإمكانها أن تصمد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more