"بالمغادرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • gitmek
        
    • gitmene
        
    • gitmesine
        
    • gidiyordum
        
    • gitmeni
        
    • gitmeye
        
    • ayrılmak
        
    • çıkmasına
        
    • ayrılmasına
        
    • gitmenize
        
    • ayrılmana
        
    En yakın arkadaşın nasıl olurda seni hiç düşünmeden gitmek ister? Open Subtitles كيف يمكن لصديقك المفضل أن يرغب بالمغادرة بدون ان يأخذك في عين الاعتبار؟
    gitmene izin vermemelerini anlıyor musun? Open Subtitles تفهم تماماً أنّهم لن يسمحوا لك بالمغادرة ؟
    Yine de gözaltına alacak başka birini bulana kadar gitmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles لكن حتى يكون لدينا شخص آخر في الحجز لن أسمح له بالمغادرة
    Tam gidiyordum ama yılan korkuttu beni. Open Subtitles كنت أهم بالمغادرة عندما فاجأتني الأفعى
    gitmeni rica ediyorum. Open Subtitles أنصحك بالمغادرة الآن، هل تفهم؟
    Adam hala burada. Bekleyebilir ve gitmeye kalkarsa onu tutuklarız. Open Subtitles . مازال هنا يمكننا أن ننتظر و نقبض عليه إذا هَم بالمغادرة
    Çöpçatan, kadının ayrılmak istediğini söyledi. Open Subtitles وسيطة الزواج قد قالت بأنها كانت ترغب بالمغادرة.
    Birisi onun çıkmasına izin vermiş olmalı. Open Subtitles شخص ما سمح له بالمغادرة
    Virüs bulaşanların buradan ayrılmasına izin veremem. Open Subtitles الأشخاص الذين أصيبوا بالفيروس لا يمكنني السماح لهم بالمغادرة حسناً.
    - Üzgünüm ama koca bir sepet 25 sentlik elektronikle gitmenize... Open Subtitles أنا آسفة, لا استطيع ان اسمح لك بالمغادرة مع عربة مليئة بأجهزة إلكترونية بقيمة 25 سنت
    Pasaportumla ilgili olan sırrınla ayrılmana izin veremem. Open Subtitles ولا أستطيع السماح لك بالمغادرة بما يوجد بداخل جواز سفري
    Bu yoldan kaçmamız için bizi ikna etmeye çalıştı ama kimse gitmek istemedi. Open Subtitles حاول إقناعنا بالهروب عبر هذا الطريق. لكن لا أحد كان راغب بالمغادرة.
    gitmek ister veya yardıma ihtiyacınız olursa helikopter çağıran bir tuşun olduğu güvenli bir bölge var. Open Subtitles إذا رغبتم بالمغادرة أو إحتجتم للمساعدة فهنالك منطقة آمنة وبها زر يقوم بإستدعاء الهيلوكوبتر
    gitmek isteyen olursa sadece düğmeye basacaktı. Open Subtitles إذا رغب أيّ شخص بالمغادرة فعليه فقط الضغط على الزر
    O bebekle gitmene izin veremem.. Open Subtitles لا استطيع السماح لكى بالمغادرة بصحبة هذا الطفل
    gitmene izin veremem, seni koruyacak birine ihtiyacın var. Open Subtitles لا يمكننا السماح لك بالمغادرة إلا بوجود وصي معك
    gitmesine izin vermelisin. Open Subtitles حسنًا؟ يجب أن تسمح لها بالمغادرة ستكون على ما يُرام
    Gözaltına alacak başka birini bulana kadar gitmesine izin vermeyeceğim. Open Subtitles حتى يكون لدينا شخص آخر في الحجز لن أسمح له بالمغادرة
    Ben de tam gidiyordum. Open Subtitles كنتُ أهمّ بالمغادرة.
    - Daha sonra gelebilirim. - Ben tam gidiyordum. Open Subtitles . يمكنني أن أعود - كنت أهم بالمغادرة -
    Sana gitmeni söyledim. Beni yalnız bırak! Open Subtitles لقد أمرتك بالمغادرة , اخرج الآن!
    Joshua gitti, sen ile Emily de gitmeye özgürsünüz. Open Subtitles جوشوا غادر لذا فأنت و اميلي حرين بالمغادرة أيضاً
    ayrılmak istiyoruz sadece. Barışçıl insanlarız biz. Open Subtitles نحن نرغب بالمغادرة فقط وقد أتينا في سلام
    - Pafiniler çıkmasına izin vermedi. Open Subtitles لم يسمح لها الـ"بافيني" بالمغادرة.
    Birbirinizle konuşana kadar kimsenin ayrılmasına izin vermiyorum. Open Subtitles أنا لن أسمح لأي أحد بالمغادرة حتى تتحدثا إلى بعض.
    gitmenize izin veremem, Bayan McDowell. Open Subtitles لا أستطيع السماح لكِ بالمغادرة ، أنسة ماكدويل
    Bu kristallerle ayrılmana izin veremem. Open Subtitles لا يمكنني السماح لك بالمغادرة بتلك الكريستالات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more