"بالمقهى" - Translation from Arabic to Turkish

    • kafede
        
    • kafeteryada
        
    • kafeye
        
    • dükkanında
        
    Ah elbette, kafede kocasını vuran kadın. Open Subtitles أجل، تلك المرأة بالمقهى التي أطلقت النار على زوجها
    Sen o hataları yaparken, o küçük kafede karşında oturup sana kafa sallıyor, seni dinliyor ve destekliyordum. Open Subtitles كنت أجلس أمامك بالمقهى أومئ برأسي و أستمع إليكِ و أدعمك
    Eski uyuşturucu bağımlısı, cinayet teşebbüsünde bulunan ve kafede yere bir silah düşüren annenin mi? Open Subtitles أمك كانت مدمنة مخدرات, وكادت أن تصبح قاتلة عندما أطلقت النار بالمقهى لن يضر اذا تفقدنا الوضع
    Dün beni neredeyse o kafeteryada havaya uçuracaktınız, kulaklarım hâlâ çınlıyor. Open Subtitles أعرف أنني كدت أموت بانفجاركم بالمقهى البارحة لازال يرن بأذني
    Dün beni neredeyse o kafeteryada öldürecektiniz. Open Subtitles أعرف أنني كدت أموت بانفجاركم بالمقهى البارحة
    Sadece kafeye bir şey bırakacağım zaman görüyorum. Open Subtitles انا فقط اراه عندما اقوم بالتسليم بالمقهى
    Evet, tamam. İki ay önce kahve dükkanında tahminlerimi yaptığım sırada Noah ne yaptığımı sordu. Open Subtitles أجل، حسناً، قبل شهرين كنتُ بالمقهى أقوم بالإختيار من أجل الرهان
    Yarın sabah kafede çalışan bir kız var, tamam mı? Open Subtitles صباح الغد هناك تلك الفتاة التي تعمل بالمقهى
    kafede yapılan kredi kartı harcamalarına baktım. Open Subtitles لقد فحصت المدفوعات بواسطة البطاقات الإئتمانية بالمقهى.
    Biri ona kafede ulaşmış olmalı. Open Subtitles لا بدَ من أن أحداً ما قد تمكن من الوصولِ إليها هنالك بالمقهى
    O kafede konuştuğumuzdan beri gelmek istiyordum. Open Subtitles أردت المجيء منذ ذلك اليوم الذي إلتقينا فيخ بالمقهى المُجاور لمكتبَك.
    kafede pek çok adamımız var. Open Subtitles لديهم الكثير من الأشخاص الميتون بالمقهى
    Tabii bana kafeteryada kaybolduğun zamanı saymazsan 31 oluyor. Open Subtitles إلا إذا احتسبتِ تلك المرة بالمقهى حين سألتني الانصراف، فعندئذٍ تكون 31 يوماً.
    Burada herkesçe sevilmeyen biri ama seninle salı günü kafeteryada buluşuruz. Open Subtitles إنه مكرهٌ هنا، لكن سألقاك الثلاثاء بالمقهى
    kafeteryada sana yer ayırdık ama gelmedin. Open Subtitles احتفظنا لك بمقعد بالمقهى لكنك لم تأتي
    kafeteryada Merete ile konuşan adam Uffe'yi yağmurluk giymiş bir adamla gördüğünü söylemiş. Open Subtitles الرجل اللذي تحدث لـ(ميريت) بالمقهى يقول: إنه رأى (أوفي) مع رجلٍ بمعطف للمطر.
    On gibi benimle kafeteryada buluş. Open Subtitles قابليني بالمقهى عند العاشرة
    kafeye uğradım. Kapalı olduğunu gördüm. Open Subtitles لقد مررت بالمقهى و رأيت أنه مُغلق
    Tiramisu almak için kafeye uğradım. Open Subtitles لقد مررت بالمقهى اليوم
    Arkadaşlarıyla bir kahve dükkanında günlerini dedikodu ederek geçiren küçük kasaba kızı mı? Open Subtitles أأنت فتاة قرية صغيرة ...ستقضي أيامها تنام بالمقهى مع أصدقائها ؟ ...
    Geçen hafta onları kahve dükkanında görmüştüm. Open Subtitles شاهدته الاسبوع الماضي بالمقهى معها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more