Pekâlâ, millet, manzaranın zevkini çıkarmak için bir ayınız var. | Open Subtitles | حسنا , أيها القوم لديكم شهر بأكمله حتى تستمعوا بالمنظر |
Aynı zamanda, binanın üzerinde ziyaret etmeye açık, manzaranın izlenebildiği bu teras bahçesini yaratabiliyoruz. | TED | وبعد ذلك يمكننا، في نفس الوقت، إنشاء هذه الحديقة على السطح فوق المبنى حيث يمكنك زيارتها والاستمتاع بالمنظر. |
Uçan bir uçaktan atlamak doğal bir hareket sayılmaz... o yüzden bu işi doğru yapıp manzaranın tadını çıkaralım. | Open Subtitles | لذا دعنا نقوم به بصوره صحيحه ونستمتع بالمنظر , هيا |
Buraya Manzara izlemeye çağırıldığımı sanmıştım. | Open Subtitles | إغفرى لى , إعتقدت أنى كنت مدعوا لهنا لأعجب بالمنظر |
Sakın Beni Durdurmaya Çalışmayın, Sadece manzaraya Odaklanın. | Open Subtitles | لا تحاول توقفني فقط استمتع بالمنظر يا سيدي |
Şapkamın altından manzarayı, denizi ve güneşi hayranlıkla seyrediyordum. | Open Subtitles | استلقيت هناك وأنا أسترق النظر من تحت قبعتي أستمتع بالمنظر الطبيعي للبحر وللشمس |
Oh, lütfen sessiz ol ve manzaranın tadını çıkar. Ben yüksek yerleri seviyorum hepsi bu. | Open Subtitles | .أوه، إبقى هادئاً, وتمتع بالمنظر .كل ما في الأمر أنني أحب الأماكن العالية |
Oh, lütfen sessiz ol ve manzaranın tadını çıkar. Ben yüksek yerleri seviyorum hepsi bu. | Open Subtitles | .أوه، إبقى هادئاً, وتمتع بالمنظر .كل ما في الأمر أنني أحب الأماكن العالية |
Birini mi arıyorsun, yoksa manzaranın tadını mı çıkarıyorsun? | Open Subtitles | أتبحثين عن شخص ما، أم تتمتعين بالمنظر فقط؟ |
Siz burada kalıp manzaranın keyfini çıkarın. | Open Subtitles | انتظروا هنا عند البحيرة وتمتعوا بالمنظر الخلاب |
Hepsi bu Leslie. İçki içip, manzaranın tadını çıkarıp buraya aitmişiz gibi davranacağız. | Open Subtitles | احتسي شرابك و استمتعي بالمنظر تظاهري باننا ننتمي لهذا المكان |
Gerçi bu, Disk'in son turisti olabileceği anlamına gelse bile, 0, manzaranın keyfini çıkarmaktadır. | Open Subtitles | ومع أن هذا يعني بأنه ربما سيكون سائح القرص الأخير فهو يستمتع بالمنظر |
- O kadarda kötü değil. - Hâlâ manzaranın tadını çıkartabilirsin. | Open Subtitles | هذا ليس سيئاً جدا لا يزال بإمكانك الإستمتاع بالمنظر |
Hayır, sadece manzaranın tadını çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | كلا, اردت فقط الحصول على المقعد و الاستمتاع بالمنظر |
Ama şimdilik, manzaranın tadını çıkarabilir miyiz? | Open Subtitles | لكن، أيمكننا الآن الاستمتاع بالمنظر و حسب؟ |
Şimdi, sadece sundurmada manzaranın tadını çıkarın. | Open Subtitles | لمَ لا تتمتع قليلاً بالمنظر أمام الردهة قليلاً؟ |
Böylece bebek, gözleri uzağı görmeye başladıktan sonra manzaranın tadını çıkarabilir. | Open Subtitles | ليستمتع الطفل بالمنظر عندما يبدأ في الاستيعاب |
Duvardan atılmış. Hoş bir Manzara değil. | Open Subtitles | لقد القى من فوق السور,انه حتما ليس بالمنظر الجميل من الافضل يا صاحبة الجلالة |
Öyleyse, yerinde olsam manzaraya yoğunlaşırdım. | Open Subtitles | كنت سأستمتع بالمنظر إن كنت مكانكِ |
Sana ayak uyduramadım mı yoksa arkadan manzarayı mı seyrediyordum? | Open Subtitles | هل كنت لا استطيع اللحاق بك او اننى كنت فى الخلف استمتع بالمنظر ؟ |
Burada kalıp manzaradan faydalanmayı düşünmüştük, | Open Subtitles | كنا نظن انه بامكاننا البقاء و الاستمتاع بالمنظر |