Yer yüzünde bu işi yapacak tek bir kişiyi bile tanımıyoruz. | Open Subtitles | و نحن لا نستطيع التفكير في أي شخص بالعالم للقيام بالمهمة |
Bu parayı alıp işi görmeni ve ortadan kaybolmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ان تأخذ هذا المال وتقوم بالمهمة ومن ثم تختفي |
Bu parayı alıp işi görmeni ve ortadan kaybolmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك ان تأخذ هذا المال وتقوم بالمهمة ومن ثم تختفي |
Bu görevi çok daha etkin biçimde yerine getirmek üzere bir insansız hava aracı tasarlanabilir. | TED | الآن يمكن تصميم طائرة القيام بالمهمة بأكثر كفاءة. |
Albay Caldwell'e göreve planlandığı gibi devam etmesini söyle. | Open Subtitles | أخبري العقيد كالدويل للبدء بالمهمة حسب الخطة |
Bu adımı zihinsel rotasyon adlı bir görev ile açıklayacağım. | TED | دعوني أوضح هذه الخطوة بالمهمة التي تدعى بــالتدوير العقلي |
Fakat, son görevde, daha önce hiç görmediğim bir Amerikalı daha vardı. | Open Subtitles | ولكن بالمهمة الأخيرة كان هناك رجل آخر أمريكي لم أره من قبل. |
İşi yapmanıza yetecek kadar gözlük, plastik patlayıcı ve cephaneyle sizi geri göndereceğiz.. | Open Subtitles | ممتاز وسنرسل لك الليلة ما يكفي من نظارات ومتفجرات بلاستيكية وذخائر للقيام بالمهمة |
Peki bunu ters çevirip işi en öne alsak? | TED | ولكن ماذا لو قلبناها رأسا على عقب وفكرنا بالمهمة أولًا؟ |
Beklenen işi yerine getirdi, pişirme ve çikolata üzerinden insanları bir araya getirdi. | TED | قامت بالمهمة التي وضعت للقيام بها، والتي كانت جلب الناس معًا على خلفية الخبز والشيكولاتة. |
Bütün garnizonu ayağa kaldırman gerekmez. İşi kendim yaptım. | Open Subtitles | ماكان ينبغي ان تأتي بالحامية كلها ، لقد قمت بالمهمة لوحدي |
Kimse kararını sorgulamaz. İşi yapacak başkası bulunur. | Open Subtitles | لن يشكك أحد في رأيك سيعثرون على شخص آخر ليقوم بالمهمة |
Son olarak, kısaca, benimle birlikte işi yapacak olan arkadaşları tanıtayım size. | Open Subtitles | أخيرأ وبسرعة أقدم لكم كل رجال المهمة الذين سيشاركوننى بالقيام بالمهمة |
görevi kabul ettim. Başka ne yapacaktım ki? | Open Subtitles | لقد قبلت بالمهمة ما الذى كان يمكننى ان أفعلة غير ذلك؟ |
görevi ona verdim, efendim. Serserinin tekiydi. | Open Subtitles | لقد أوليت له بالمهمة يا سيدي لقد كان شاذا |
Valinin bana verdiği görevi yapmama izin verileceğini umuyordum. | Open Subtitles | أتوقع السماح لي بالقيام بالمهمة المخصصة إلىّ من قِبل المحافظ |
Albay Caldwell'e göreve planlandığı gibi devam etmesini söyle. | Open Subtitles | أخبري العقيد كالدويل للبدء بالمهمة حسب الخطة |
Hâlâ göreve inanan biri için kendini fazla haklı göstermeye çalışıyordu. | Open Subtitles | هو كان يبرر كثيراً بالنسبة لشخص لايزال يؤمن بالمهمة |
Sanıldığı kadar kolay bir görev değildi. | TED | لكن بدا أن هذا الأمر لم يكن بالمهمة السهلة |
Bu yüzden sonraki görevde sana güvenebiliriz. | Open Subtitles | لهذا علمت أنه يمكننا الأعتماد عليك بالمهمة القادمة |
O işini yaptı, ben de yardım ettim. İşte bulduğu. | Open Subtitles | قام بالمهمة وقمت بمساعدته، وإليكما النتيجة |
Bu benim için hayati derecede önemliydi, çünkü büyüdükçe öğrendim ki, fiziksel bir iş yapamazdım. | TED | كان هذا مهم للغاية، اكتشفت بينما أكبُر وأدركت أنني لن أستطيع القيام بالمهمة الحركية. |
Bu Görevle alakalı herhangi bir konuda dua etmemizin kendini bilmezlik olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | أظن انه قد يكون إفتراضياً منا ان ندعي لأي شيء له علاقة بالمهمة |