Ama sonra, Meru'nun, Onun için tutunacak bir dal olduğunu anladım. | Open Subtitles | ولكن أدركت أن ميرو بالنسبة له هو شيء يستحق التمسك به |
Onun için gerçek kahraman ona verilen hayatı daha iyi hale getiren kişilerdir. | Open Subtitles | البطل الحقيقي بالنسبة له هو من يحتضن حياته الممنوحة له ويجعلها أفضل |
Onun için gerçek kahraman ona verilen hayatı daha iyi hale getiren kişilerdir. | Open Subtitles | البطل الحقيقي بالنسبة له هو من يحتضن حياته الممنوحة له ويجعلها أفضل |
Evet, fakat Onun için bu müzisyenler çok önemli bir yere sahip. | Open Subtitles | نعم ، لكن بالنسبة له هو هؤلاء الموسيقيون مهمون للغاية |
bu Onun için hızlı para kazanmanın yolu. | Open Subtitles | بالنسبة له هو كَانَ فقط طريق لكَسْب القرش بشكل سريع |
Çünkü Onun için önemli olan hayatta kalmaktı. | Open Subtitles | لأن الأهم بالنسبة له هو البقاء على قيد الحياة. |
Onun için en akıllıcası içeri girmek, telefonu geri almak, ve buradan hemen gitmek. | Open Subtitles | حسنًا؟ لذا الخيار الذكيّ بالنسبة له هو الدخول، يستعيد الهاتف، ويتركنا. |
Onun için en iyisi babasıyla kalmak. | Open Subtitles | الأفضل بالنسبة له هو ان يكون بجانب أبيه |
Onun için yasak olan şeyler, sana da yasak. | Open Subtitles | ما يعتبر سيء بالنسبة له هو سيء لك أيضا |
Onun için de önemli bir gün. | Open Subtitles | إنه يومٌ حافلٌ بالنسبة له هو أيضًا. |
Onun için önemli olan, kazanmak. | Open Subtitles | أهم شيء بالنسبة له هو الفوز. |