Beyaz saçIı,ince bıyıklı... kendine güven dolu ve tamamiyle kaybolmuş.. | Open Subtitles | شعره أبيض شارب خفيف يحلم بالثقة بالنفس و تائه تماماً |
Atinalılar'ın olağanüstü zaferi beraberinde kendine güveni ve kültürel gelişimi getirdi. | Open Subtitles | ولكن الإنتصار منح الأثينيين تدفقًا مدهشًا من الثقة بالنفس والتألق الثقافي |
Bunun, genç bir kızın kendine güvenine yapabileceklerini düşünebiliyor musunuz? | TED | هل تستطيع تصور ماذا يفعل هذا باحترام الذات و الثقة بالنفس لفتاة شابة؟ |
Şimdiye kadar hiç bu kadar Kendini önemseyen birini görmemiştim! | Open Subtitles | أنا لم أرى في حياتي شخصاً قط بهذا التفاخر بالنفس. |
Onları lanetlerler. Onların öz güvenlerini tüketirler. | Open Subtitles | إنهم يلعنونهم، ويبعثون عدم الثقة بالنفس لضحاياهم |
Ama haklıysan kendinden şüphe etmek faydadan çok zarar getirir. | Open Subtitles | بالطبع عندما تكون محقاً لا يساعد الشك بالنفس أحداً، صحيح؟ |
başarısızlık karşısında kendilerini daha çabuk toparlayabildiler. Yani yeni bir özgüven kazandılar. | TED | وأصبحوا أكثر إصرار على مواجهة الفشل فقد ربحوا ببساطة ثقة جديدة بالنفس |
Özgünlüğe iki boyuttan bakabiliriz: birincisi öze-dönük olan kendine dürüst olmak. | TED | وهناك بُعدين للأصالة: الأول، أن تكون صادقاً مع نفسك، الذي هو مرتبط بشدة بالنفس. |
Ve diğeri kibarca 'düşük kendine güven' dediğimiz ya da kibar olmayan şekilde 'kendi hakkında kötü hissetmek' diyebileceğimiz şeyle nasıl baş edeceğinizi söyler. | TED | و يخبرك النوع الآخر عن كيفية التكيف مع ما نسميه ادباً " قلة ثقة بالنفس " و نسميه وقاحة "شعورنا بالسوء تجاه انفسنا ." |
Hesabını yapanlar bunun işe yaramayacağını söylüyor, ama prensip olarak kabul edilen fikir kendi kendine yeterli olmak ve kendi başının çaresine bakma fikri. | TED | ويمكنكم حساب ذلك يقولون انها ليست ناجحة لكن يظل المبدأ موجود فهو حول الإستدامة والعناية بالنفس |
Senin bu yanın hoşuma gidiyor Çavuş. kendine güveniyorsun. | Open Subtitles | هذا ما يعجبني فيك ايها الرقيب لديك الثقة بالنفس |
Bu adamların kendine güvene ihtiyaçları var. | Open Subtitles | هذان الشابان ,حقيقه يحتاجان بعض الثقه بالنفس |
kendine olan güvenin o kadar fazla ki gerçekleri gözardı ediyorsun. | Open Subtitles | ثقتك بالنفس المليئة بالغرور فقدتك اللمسة بالحقيقة |
kendine fazla güvenme. Rakibine saygı göster. | Open Subtitles | لا تفرط في الثقة بالنفس عليك احترام الخصم |
Heck, ben büyüme çağındayken kimsenin kendine saygısı yoktu, ve biz bunu düzelttik. | Open Subtitles | عندما كبرت لم يكن لأحد ثقة بالنفس و كنا على ما يرام |
Tedavi; beyinde, kendine güvensizlikten sorumlu... kimyasalları bastırmaya yönelik tasarlandı. | Open Subtitles | هذا الدواء كان الهدف منه أن يقمع تأثير المواد الكيميائية بالمخ والتي هي مسئولة عن فقدان الثقة بالنفس |
Bak, bütün bu sadece kendine güvenmek, ve kendi kavganı vermek ve kendin karşı koymak olayına inandığını biliyorum, ama şu anda, arkadaşın olarak, ve psikolojiden ne kadar nefret eden birisi olduğunu bilen biri olarak... bence; terapiye ihtiyacın var. | Open Subtitles | أعرف أنك الأمر برمته بالنسبة لك هو الثقة بالنفس و محاربة معاركك الخاصة و أن تدعمي نفسك كصديقة لكِ |
Kendini zaaflarıma ve arzularıma feda etmesi. | Open Subtitles | تضحيتها بالنفس وتغاضيها عن نقاط الضعف والرغبات عندى |
Kendini bulmuş gibiydi. | Open Subtitles | كانت.. كان لديها هذا الإحساس الجديد بالنفس. |
Cerrah olmak için biraz Kendini beğenmiş olmak gerekir. | Open Subtitles | , و لكي أكون جرّاحة بعض الهوس بالنفس مطلوب |
Makyaj, adet dönemleri veya öz güven sorunlarının bizi... ..ilgilendirmemesi gerekiyor. | Open Subtitles | أنه لا ينبغى علينا معرفة أى شيئ عن المكياج أو الدورات الشهرية أو مواضيع الإعتداد بالنفس |
Diyorum ki, kendinden geçme kapasitesi sadece insan olmanın doğasında var. | TED | إنني أقترح أن إمكانية السمو بالنفس هي مجرد جزءٍ من كوننا بشر. |
Şimdi kendinizi uyanmaya hazır, ...enerji ve özgüven dolu hissediyorsunuz. | Open Subtitles | انت تشعر بنفسك تستيقظ الأن ملئ بالطاقة و الثقة بالنفس |