Bence burada bizimle beraber olman senin işine yarıyor. | Open Subtitles | برأيي انه من الواضح ان اقامتك هنا عادت بالنفع عليك |
Çocukken geçirdiğin onca zaman şimdi işe yarıyor. | Open Subtitles | يبدو أن كل الوقت الذي أضعتموه عندما كنا صغاراً قد عاد بالنفع |
Bana yararı olacak olanlara güvenirim. | Open Subtitles | أثق بمن يسدون لي بالنفع |
Yine de bu stresin yönetimi - yine siz ve ekonomi için faydalı. | TED | ولكن التعامل مع التوتر بحكمة، تلك هي الفائدة، ومجدداً، يعود ذاك بالنفع عليكم وعلى الاقتصاد. |
Bunun ekonomiye ya da hizmet ettiği topluma hiç faydası yok | Open Subtitles | لا تعود عليها بالنفع ولا تخدم الجمهور على الاقل |
Yani, bunu senin yararına çevirebiliriz. | Open Subtitles | لذا، يجب أن نجعل هذا العمل يعود بالنفع عليكِ |
Onlara küçük şeyler vereceksin. Onları sıkıştıracaksın. İşe yarıyor. | Open Subtitles | أن تعطيهم القليل من الحلوى، حصلت لقرصة لهم إنها تجدي بالنفع. |
Evet, işe de yarıyor. | Open Subtitles | نعم, إن ذلك يجدي بالنفع |
Merkezci Orta Yol Partisi üyelerinin koalisyonu, muhalefetin işine geliyor. | Open Subtitles | التحالف الذي يحتوي على اكبر عدد من المحافظين في المركز يعود بالنفع على المعارضة |
Benden öğrendikleri bir gün iş hayatında işine yarayacak. | Open Subtitles | مايتعلمه مني سيعود عليه بالنفع في سوق العمل ذات يوم |
İngiliz mimar Jeremy Welsh'in pazar akşamı Kopenhag'da yediği domuz, henüz yeni kurulmuş olan Yeni Demokratlar Partisi'nin çok işine yaradı. | Open Subtitles | وبالنسبة للديموقراطيين الجدد، الحادثة... مع المعماري الانجليزي جيريمي... والش عادت بالنفع على الحزب |
Bir yararı da oldu. | Open Subtitles | لقد عاد بالنفع. |
Bu siyasi faktörlerin pek çoğu, siyasi değişimlerin birbiriyle sağlam bağlantıları olan bir grup kişinin işine yaradığı, ama geri kalan pek çoğumuz için pek de bir yararı olmayan "eş-dost kapitalizmi" altında toplanabilir. | TED | الكثير من هذه العوامل السياسية يمكن جمعها بشكل عام تحت فئة "المحسوبية الرأسمالية"، التغيرات السياسية التي تعود بالنفع على مجموعة من المطلعين المرتبطين ارتباطا وثيقا ولكن في الواقع لا تعود بالنفع على بقيتنا. |
- Bunun bana yararı ne olacak? | Open Subtitles | -وكيف هذا يعود بالنفع عليّ ؟ |
Böylece işleri yoluna koyup gerçek keş bebeklere daha faydalı olabilirim. | Open Subtitles | للمضي في اتجاه يعود بالنفع على الأطفال المدمنين |
Sağlığımıza faydalı olabilecek bazı ürünler var ve bunların hiçbir zararı yok. | Open Subtitles | هناك بعض المنتجات التي بوسعها أن تعود بالنفع على صحّتنا. ولا ضير بها، |
Biliyorsun Ryan, seninle ikimiz için de çok faydalı olacak bir antlaşma yapabiliriz. | Open Subtitles | أتعلم ، (ريان) أراهن على أنني و أنت نستطيع عقد صفقة ستعود بالنفع الكثير على كلينا |
Bu gerçeğin kız kardeşine bir faydası olacağını düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنّ الحقيقة ستعود بالنفع على أختكِ، أقصد ، ليس في مثل هذهِ الحالة. |
Bu gerçeğin kız kardeşine bir faydası olacağını düşünmüyorum. Bu durumdayken olmaz. | Open Subtitles | لا أظن أنّ الحقيقة ستعود بالنفع على أختكِ، أقصد ، ليس في مثل هذهِ الحالة. |
Sadece terapik olarak hastaya faydası olduğunda. | Open Subtitles | حتى و أنتي لا تعالجينهم? فقط عندما تأتي بالنفع للمريض. |
Hem ikimizin yararına da olur. | Open Subtitles | سيكون شرفاً عظيماً لي وسيأتي بالنفع علي كلينا |