"بالهدايا" - Translation from Arabic to Turkish

    • hediyelerle
        
    • hediye
        
    • hediyeler
        
    • hediyeyle
        
    • hediyeleri
        
    • hediyelere
        
    • hediyeleriyle
        
    Neden üst kat hediyelerle dolu o zaman? Open Subtitles إذن لماذا توجد غرفة في العليّة مملوءة بالهدايا ؟
    Şuna bakın, Müdire'nin odasına çağrıldım. hediyelerle eğlenin ve... Open Subtitles أجل , لقد تلقيت دعوة لمكتب المدير , إستمتعوا بالهدايا
    Çünkü ben hediye düşkünüyüm, ve bir kadına çok büyük hediyeleri suçluluk duymayan, bir erkek getirebilir. Open Subtitles ربما لأننى مولعة بالهدايا و أعظم هدية يمكن لرجل أن يهدى المرأة هى براءته
    hediye getirildiğini bana söylemediler. hediye faslını haber vermediler. Open Subtitles لا أحد أخبرني إنه كان من المفترض أن أجلب هدية كنت خارج الحلقة الخاصة بالهدايا
    hediyeler, çiçekler, ziyaretçiler yağıyordu. TED لقد أغرقت .. بالهدايا والزهور وزيارات الاصدقاء ..
    O kadından uzak durman gerek, onu hediyeyle ödüllendirmen değil. Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ تُتجنّبَ هذه الإمرأةِ، لا يُكافئُها بالهدايا.
    Bilirsin hediyelere veya Noel ağacına inanmazlar. Open Subtitles تعلمين هم لا يؤمنون بالهدايا أو أشجار العيد
    Ben tercübeliyim bu konuda Kazanmaya çalış kızları ve hep hediyelerle gel. Open Subtitles كما لو أنني تخرجت من مكان يتعلق بالهدايا التى تجذب الفتاة.
    Lord Grenier Charles ile samimileşti hediyelerle desteğini kazanmaya çalışıyor. Open Subtitles ولورد غرينيير يتملق لتشارلز متودداً إليه بالهدايا.
    Grenier beni sadakatinin hediyelerle alınabileceği bir çocuk olduğumu sanıyor. Open Subtitles غرينيير يظنني طفلاً يمكن شراء ولائه بالهدايا.
    - ...şehre pahalı hediyelerle giriyor. Open Subtitles محملين بالهدايا الغالية للفوز برضاك
    Calafuego 1647'de battığında İspanyol devletine giden hediyelerle doluymuş. Open Subtitles "كالافويغو" الحقيقية غرقت في 1647 محملة بالهدايا للحكومة الإسبانية
    Eğer daha iyi okusaydın hediye alınmaması gerektiğini de görürdün. Open Subtitles ،لو حدث ذلك لعرفت بأنه ليس مسموحاً بالهدايا
    Bu tatilin bir özelliği de, sekiz gün boyunca hediye verilmesidir. Tabi ilk gün bir sürü hediye verildikten sonra. Open Subtitles الأضواء الساطعة تتضمنها ثمانية أيام من الهدايا ويتبعها يوما أخر ملىء بالهدايا.
    Artık ofisime gelmiyorsun, bana hediye de getirmiyorsun ve beni, seninle birlikte konsere götürmeye de çalışmıyorsun. Open Subtitles لا مزيد من الزيارات المكتبية أو أغداقي بالهدايا ولا تحاول معي أكثر أن أذهب للحفلة الموسيقية معك
    Önemli olan hediye değil, arkadaşlarınız ve ailenizle vakit geçirmek. Open Subtitles وهذا لا يتعلق بالهدايا هذا يتعلق بقضاء الوقت مع اصدقاء وعائلتك
    Hindistan kralına hediyeler götürürken haydutlar bize saldırdı. Open Subtitles اللصوص هاجمونا ونحن في طريقنا إلى ملك الهند بالهدايا
    hediyeler taşıyan korumalar eşliğinde_BAR_ tahterevanla ayrıIdı.. Open Subtitles لقد غادر في عربة محمولة متبوعة بأخرى مليئة بالهدايا
    Hem hediyeler bende kalsa, hem de 29 yaşında kalsam, olmaz mı? Open Subtitles أيمكنني الاحتفاظ بالهدايا والبقاء في الـ29؟
    Kutlamalar, sene sonunda pek çok hediyeyle döndüğümde başlasın. Open Subtitles الإحتفال سيكون لاحقاً هذا العام، عندما أعود مُحمّلاً بالهدايا.
    Güvertede durmuş bana aldığı hediyeleri sallıyordu. Open Subtitles كان واقفاً على سطح السفينة ملوحاً بالهدايا التي أشتراها من أجلي
    Üç gün önceden gelip annemi hediyelere boğdum. Open Subtitles أنا أتيت مبكرا بثلاثة أيام وأغرقت أمي بالهدايا
    Evet, o haram arzulara susamış hayvan sihirbaz oyunlarıyla, şeytanca hediyeleriyle... Open Subtitles عمي! نعم ذلك السفاح ,ذلك الوحش الفاجر بسحره ومكره و بالهدايا الذي حقيقتها الخيانة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more