Neden üst kat hediyelerle dolu o zaman? | Open Subtitles | إذن لماذا توجد غرفة في العليّة مملوءة بالهدايا ؟ |
Şuna bakın, Müdire'nin odasına çağrıldım. hediyelerle eğlenin ve... | Open Subtitles | أجل , لقد تلقيت دعوة لمكتب المدير , إستمتعوا بالهدايا |
Çünkü ben hediye düşkünüyüm, ve bir kadına çok büyük hediyeleri suçluluk duymayan, bir erkek getirebilir. | Open Subtitles | ربما لأننى مولعة بالهدايا و أعظم هدية يمكن لرجل أن يهدى المرأة هى براءته |
hediye getirildiğini bana söylemediler. hediye faslını haber vermediler. | Open Subtitles | لا أحد أخبرني إنه كان من المفترض أن أجلب هدية كنت خارج الحلقة الخاصة بالهدايا |
hediyeler, çiçekler, ziyaretçiler yağıyordu. | TED | لقد أغرقت .. بالهدايا والزهور وزيارات الاصدقاء .. |
O kadından uzak durman gerek, onu hediyeyle ödüllendirmen değil. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تُتجنّبَ هذه الإمرأةِ، لا يُكافئُها بالهدايا. |
Bilirsin hediyelere veya Noel ağacına inanmazlar. | Open Subtitles | تعلمين هم لا يؤمنون بالهدايا أو أشجار العيد |
Ben tercübeliyim bu konuda Kazanmaya çalış kızları ve hep hediyelerle gel. | Open Subtitles | كما لو أنني تخرجت من مكان يتعلق بالهدايا التى تجذب الفتاة. |
Lord Grenier Charles ile samimileşti hediyelerle desteğini kazanmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ولورد غرينيير يتملق لتشارلز متودداً إليه بالهدايا. |
Grenier beni sadakatinin hediyelerle alınabileceği bir çocuk olduğumu sanıyor. | Open Subtitles | غرينيير يظنني طفلاً يمكن شراء ولائه بالهدايا. |
- ...şehre pahalı hediyelerle giriyor. | Open Subtitles | محملين بالهدايا الغالية للفوز برضاك |
Calafuego 1647'de battığında İspanyol devletine giden hediyelerle doluymuş. | Open Subtitles | "كالافويغو" الحقيقية غرقت في 1647 محملة بالهدايا للحكومة الإسبانية |
Eğer daha iyi okusaydın hediye alınmaması gerektiğini de görürdün. | Open Subtitles | ،لو حدث ذلك لعرفت بأنه ليس مسموحاً بالهدايا |
Bu tatilin bir özelliği de, sekiz gün boyunca hediye verilmesidir. Tabi ilk gün bir sürü hediye verildikten sonra. | Open Subtitles | الأضواء الساطعة تتضمنها ثمانية أيام من الهدايا ويتبعها يوما أخر ملىء بالهدايا. |
Artık ofisime gelmiyorsun, bana hediye de getirmiyorsun ve beni, seninle birlikte konsere götürmeye de çalışmıyorsun. | Open Subtitles | لا مزيد من الزيارات المكتبية أو أغداقي بالهدايا ولا تحاول معي أكثر أن أذهب للحفلة الموسيقية معك |
Önemli olan hediye değil, arkadaşlarınız ve ailenizle vakit geçirmek. | Open Subtitles | وهذا لا يتعلق بالهدايا هذا يتعلق بقضاء الوقت مع اصدقاء وعائلتك |
Hindistan kralına hediyeler götürürken haydutlar bize saldırdı. | Open Subtitles | اللصوص هاجمونا ونحن في طريقنا إلى ملك الهند بالهدايا |
hediyeler taşıyan korumalar eşliğinde_BAR_ tahterevanla ayrıIdı.. | Open Subtitles | لقد غادر في عربة محمولة متبوعة بأخرى مليئة بالهدايا |
Hem hediyeler bende kalsa, hem de 29 yaşında kalsam, olmaz mı? | Open Subtitles | أيمكنني الاحتفاظ بالهدايا والبقاء في الـ29؟ |
Kutlamalar, sene sonunda pek çok hediyeyle döndüğümde başlasın. | Open Subtitles | الإحتفال سيكون لاحقاً هذا العام، عندما أعود مُحمّلاً بالهدايا. |
Güvertede durmuş bana aldığı hediyeleri sallıyordu. | Open Subtitles | كان واقفاً على سطح السفينة ملوحاً بالهدايا التي أشتراها من أجلي |
Üç gün önceden gelip annemi hediyelere boğdum. | Open Subtitles | أنا أتيت مبكرا بثلاثة أيام وأغرقت أمي بالهدايا |
Evet, o haram arzulara susamış hayvan sihirbaz oyunlarıyla, şeytanca hediyeleriyle... | Open Subtitles | عمي! نعم ذلك السفاح ,ذلك الوحش الفاجر بسحره ومكره و بالهدايا الذي حقيقتها الخيانة |