"بالهراء" - Translation from Arabic to Turkish

    • bok
        
    • palavra
        
    • saçma
        
    • saçmalık
        
    • saçmalıklarla
        
    • saçmalıyorsun
        
    • boktan
        
    • tekisin
        
    • Ufak at
        
    • saçmalıyor
        
    • saçmalığından
        
    • sapan konuşuyorsun
        
    Bu şeye göz atıyordum, gördüm ki bok gibi... - ...o yüzden bir arayayım dedim! - Görüyorum ki kitabımı almışsın. Open Subtitles كنت أتصفحه ورأيت أنه مليئ بالهراء وربما علي الإتصال بك
    Seni destek çıkasın diye çağırdım ama bok çuvalı gibi oturdun öyle. Open Subtitles دعوتك للمساندة وأنت جلست هناك مثل الكيس المليء بالهراء
    Herhalde bugün konuşan en dürüst, en palavra savurmayan insan sendin. Open Subtitles على الأرجح أنكَ الشخص الوحيد الغير مملوء بالهراء الذي تحدث اليوم
    Çünkü arkadaşın olarak sana şunu söylemem gerekiyor: saçma sapan konuşuyorsun. Open Subtitles : لأني كصديقتك ، يجب أن أقول لك أنتِ مليء بالهراء
    Başından sonuna kadar çok net bir biçimde saçmalık. Open Subtitles أعتقد بأنها مليئة بالهراء من أولها إلى آخرها
    Ama sanırım hepimiz, aslında kadınların saçmalıklarla dolu olduklarını biliyoruz. Open Subtitles " لكنني أعتقد أننا علم جميعاً، إنـّها النساء المليئة بالهراء"
    Terry, kes artık! saçmalıyorsun. Open Subtitles تيرى , توقفى عن هذا, انت تتحدثين بالهراء
    Çünkü hayatım boyunca sahip olduğum tüm hocalar birer bok parçasıydı. Open Subtitles لأن كل مدرس عرفته طوال حياتي كان يمتلئ بالهراء
    - Zırvalıyorsun. - bok çuvalı! Open Subtitles انت مليئ بالهراء لا انت من هو مليئ بالهراء
    bok herifin teki bu yüzden arabasının da öyle olmasını istiyorum. Open Subtitles إنه مملوء بالهراء. لذلك أريد نفس الشيء لسيارته.
    Dinle, seni geri zekalı pislik. Francis tamamen palavra atıyordu. Open Subtitles استمع، أيها الغبي المنبوذ فرانسس كان مليئا بالهراء
    Ama on tane daha olması yerine biri eksilecek, çünkü verdiğin ifade baştan aşağı palavra, değil mi Brasher? Open Subtitles لكن بدلاً من إستخدام 10 أشخاص يجب التعامل مع واحد ، بسبب قصتك المليئة بالهراء أليس كذلك ، براشر ؟
    Senden hiç haber alamayacağını filmin asla gerçekleşmeyeceğini ve bu şehirdeki diğer bütün erkekler gibi palavra ve gümüş takı dolu olduğunu. Open Subtitles أنها لن تتقابل معك والفيلم لن يصور ككل الرجال في هذة المدينة أنت مليء بالهراء والحلي الفضية
    Çünkü arkadaşın olarak sana şunu söylemem gerekiyor: saçma sapan konuşuyorsun. Open Subtitles : لأني كصديقتك ، يجب أن أقول لك أنتِ مليء بالهراء
    Gerçek Fransızca mı biliyorsun, yoksa saçma mönü Fransızca'sı mı? Open Subtitles هل تتحدث حقا الفرنسية أم أنك تتفوه بالهراء من قائمتك الفرنسية؟
    - ...bildiğin hakkında delilim var desem? - Tamamen saçmalık derim. Open Subtitles بأن لدي دليل على ذلك - ساقول انك مليء بالهراء -
    Son beş senede glutene alerjisi olduğunu söylemeye başlayan herkese saçmalık diyorum. Open Subtitles و انادي بالهراء اي شخص و فجأة اصبحت اعاني من حساسية تجاه الحبوب خلال ال5 سنوات التي مرت
    Kızın beynini saçmalıklarla doldurmayı kes, tamam mı? Open Subtitles توقف عن تعبئة رأسها بالهراء, حسناً؟
    Sen saçmalıyorsun..deli gibi. Open Subtitles أنت تتحدث كالمجنون تتفوه بالهراء , الهراء
    Pekâlâ! O adamın boktan biri olduğunu biliyordum. Open Subtitles حسنا, لقد عرفت أن ذلك الرجل مليء بالهراء.
    Sen saçma insanın tekisin, ve tam bir sahtekarsın, ve ben... ah... anlıyorum. Open Subtitles انت مليء بالهراء وأنت مخادع وأنا ســ.. أرى نقطتك.
    - Ufak at da civcivler yesin, Ben. Open Subtitles أدعوه بالهراء (بن)
    Deli herif. Anca saçmalıyor. Open Subtitles ذلك الوغد المجنون ، أنه يستمر في التفوه بالهراء
    Sakın bana en iyiye ulaşmaya çalışıyoruz saçmalığından bahsetme. Open Subtitles لا تخبرنى بالهراء و الهدف النبيل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more