"بالهلع" - Translation from Arabic to Turkish

    • panik
        
    • kafayı
        
    • paniklemeye
        
    • paniğe
        
    • korkutur
        
    • korkuyorum
        
    Ve panik içinde yolunu kaybetmesi, tanıdık olan her şeyle bağını koparttı, Bu insan algısının ötesindeki 'şeyin' korkutucu farkındalığına sadece müthiş bir huşu (korku ve saygıyla karışık duygudurum) hali denebilirdi. TED وذلك التوهان والرعب، ذلك الانفصام عن كل معلوم، ذلك اﻹدراك المروع لشيء يتخطى إدراك البشر، لا يوصف إلا بالهلع الفظيع.
    Tamamen panik ve korku doludur... Ve çölde ağlayan ve feryat eden kadınlar duydum. TED فهو مليء بالهلع والخوف، وكنت سمعت النساء يبكين و ينتحبن في الصحراء.
    Bana ne olduğunu bilmiyorum. Sanırım bu yer bana kafayı yedirtiyor. Open Subtitles لا أدري ما الذي دهاني أعتقد بأن ذلك المكان يصيبني بالهلع
    Kendini evine kilitlemiş. kafayı yemek üzere. Open Subtitles لقد أغلق عليه باب منزله وبدأ يشعر بالهلع
    Ne kadar çabuk paniklemeye başlarsan buradan o kadar çabuk giderim. Open Subtitles أسرع ما بدأت بالهلع أسرع ما خرحت من هنا
    Nobendu gelip paniklemeye başladığını söylemedi mi? Open Subtitles كلما جاء ذاك الانسان "نوبيدون" تبدأ بالهلع !
    Ve de ne zaman kaldırımın kenarına ya da köşesine yaklaşsam paniğe kapılıyordum. TED فكلما أقتربت من حافة الرصيف، أشعر بالهلع
    Işıklar seni korkutur. Open Subtitles مجرد كلمة تعني أن الضوء يصيبك بالهلع
    Bir şeyler olacağından korkuyorum. Open Subtitles ويخالجني شعور بالهلع حيال ثمّة شيئ مُروّع سيحدث.
    Gerçek şu ki, panik çıkmayacak çünkü ortada korkacak bir şey yok. Open Subtitles الحقيقة، لن يصاب أحد بالهلع لأنه لا يوجد هناك شيء نخشاه
    Ben her şeyi gördüm! Profesyonel görüşüm şudur ki şimdi PANİK ZAMANI! Open Subtitles في رأيي المهني، أنه حان الوقت لنصاب بالهلع
    Profesyonel görüşümü soruyorsanızzzz panik yapmanın tam zamanı! Open Subtitles في رأيي المهني، أنه حان الوقت لنصاب بالهلع
    Gerçek şu ki, panik çıkmayacak çünkü ortada korkacak bir şey yok. Open Subtitles الحقيقة، لن يصاب أحد بالهلع لأنه لا يوجد هناك شيء نخشاه
    Biliyorum. Çünkü kafayı yemeni istemedim. Open Subtitles أعرف هذا، ولكنِّ لَم أرد أن أصيبكِ بالهلع
    2.6'yı görünce kafayı yerler ve ben o tür bir zararı kabul edemem ayrıca ben altı aydır falan 4.7 altına inmedim hiç. Open Subtitles سيصابون بالهلع حين يرون تصنيف 2.6 و لن اتعرض لهذا النوع من الضرر. يالإضافة الى ذلك لم انزل دون ال 4.7 في ستة اشهر
    Seninle konuşmam lazım. kafayı yemek üzereyim. Open Subtitles يجب ان اتحدث اليك انا اصاب بالهلع هنا
    Eğer sana anlatırsam, kafayı üşütürsün. Open Subtitles إذا أخبرتك، فستصاب بالهلع.
    Herkes paniklemeye başlasın! Open Subtitles ليبدأ الجميع بالهلع
    paniklemeye başladım. Open Subtitles بدأت أُصاب بالهلع.
    - paniklemeye başlıyordum. Open Subtitles -قد بدأت بالهلع.
    Bu haberi çürütmezsek kasaba paniğe kapılacak. Open Subtitles علينا ان نفند هذا او ان البلدة بأكملها ستصاب بالهلع
    Yüzlerinin önünde ellerini çırparak saatlerce kendilerini eğlendirebiliyorlardı, fakat en sevdikleri oyuncakları haberleri olmadan her zamanki yerinden alınmış olması gibi küçük şeylerden ise paniğe kapılıyorlardı. TED فهم بإمكانهم تسلية أنفسهم لساعات بضرب أيديهم أمام وجوههم، لكنهم كانو يشعرون بالهلع من الأمور الصغيرة كتحريك لعبتهم المفضلة من مكانها المعتاد دون علمهم.
    Bu, baykuşları korkutur. Open Subtitles إنّها تصيب البوم بالهلع.
    - Korkuyorsun. - Kesinlikle doğru. korkuyorum. Open Subtitles و أصبت بالهلع - أنتِ محفة , أصبت بالهلع -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more