Ve panik içinde yolunu kaybetmesi, tanıdık olan her şeyle bağını koparttı, Bu insan algısının ötesindeki 'şeyin' korkutucu farkındalığına sadece müthiş bir huşu (korku ve saygıyla karışık duygudurum) hali denebilirdi. | TED | وذلك التوهان والرعب، ذلك الانفصام عن كل معلوم، ذلك اﻹدراك المروع لشيء يتخطى إدراك البشر، لا يوصف إلا بالهلع الفظيع. |
Tamamen panik ve korku doludur... Ve çölde ağlayan ve feryat eden kadınlar duydum. | TED | فهو مليء بالهلع والخوف، وكنت سمعت النساء يبكين و ينتحبن في الصحراء. |
Bana ne olduğunu bilmiyorum. Sanırım bu yer bana kafayı yedirtiyor. | Open Subtitles | لا أدري ما الذي دهاني أعتقد بأن ذلك المكان يصيبني بالهلع |
Kendini evine kilitlemiş. kafayı yemek üzere. | Open Subtitles | لقد أغلق عليه باب منزله وبدأ يشعر بالهلع |
Ne kadar çabuk paniklemeye başlarsan buradan o kadar çabuk giderim. | Open Subtitles | أسرع ما بدأت بالهلع أسرع ما خرحت من هنا |
Nobendu gelip paniklemeye başladığını söylemedi mi? | Open Subtitles | كلما جاء ذاك الانسان "نوبيدون" تبدأ بالهلع ! |
Ve de ne zaman kaldırımın kenarına ya da köşesine yaklaşsam paniğe kapılıyordum. | TED | فكلما أقتربت من حافة الرصيف، أشعر بالهلع |
Işıklar seni korkutur. | Open Subtitles | مجرد كلمة تعني أن الضوء يصيبك بالهلع |
Bir şeyler olacağından korkuyorum. | Open Subtitles | ويخالجني شعور بالهلع حيال ثمّة شيئ مُروّع سيحدث. |
Gerçek şu ki, panik çıkmayacak çünkü ortada korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | الحقيقة، لن يصاب أحد بالهلع لأنه لا يوجد هناك شيء نخشاه |
Ben her şeyi gördüm! Profesyonel görüşüm şudur ki şimdi PANİK ZAMANI! | Open Subtitles | في رأيي المهني، أنه حان الوقت لنصاب بالهلع |
Profesyonel görüşümü soruyorsanızzzz panik yapmanın tam zamanı! | Open Subtitles | في رأيي المهني، أنه حان الوقت لنصاب بالهلع |
Gerçek şu ki, panik çıkmayacak çünkü ortada korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | الحقيقة، لن يصاب أحد بالهلع لأنه لا يوجد هناك شيء نخشاه |
Biliyorum. Çünkü kafayı yemeni istemedim. | Open Subtitles | أعرف هذا، ولكنِّ لَم أرد أن أصيبكِ بالهلع |
2.6'yı görünce kafayı yerler ve ben o tür bir zararı kabul edemem ayrıca ben altı aydır falan 4.7 altına inmedim hiç. | Open Subtitles | سيصابون بالهلع حين يرون تصنيف 2.6 و لن اتعرض لهذا النوع من الضرر. يالإضافة الى ذلك لم انزل دون ال 4.7 في ستة اشهر |
Seninle konuşmam lazım. kafayı yemek üzereyim. | Open Subtitles | يجب ان اتحدث اليك انا اصاب بالهلع هنا |
Eğer sana anlatırsam, kafayı üşütürsün. | Open Subtitles | إذا أخبرتك، فستصاب بالهلع. |
Herkes paniklemeye başlasın! | Open Subtitles | ليبدأ الجميع بالهلع |
paniklemeye başladım. | Open Subtitles | بدأت أُصاب بالهلع. |
- paniklemeye başlıyordum. | Open Subtitles | -قد بدأت بالهلع. |
Bu haberi çürütmezsek kasaba paniğe kapılacak. | Open Subtitles | علينا ان نفند هذا او ان البلدة بأكملها ستصاب بالهلع |
Yüzlerinin önünde ellerini çırparak saatlerce kendilerini eğlendirebiliyorlardı, fakat en sevdikleri oyuncakları haberleri olmadan her zamanki yerinden alınmış olması gibi küçük şeylerden ise paniğe kapılıyorlardı. | TED | فهم بإمكانهم تسلية أنفسهم لساعات بضرب أيديهم أمام وجوههم، لكنهم كانو يشعرون بالهلع من الأمور الصغيرة كتحريك لعبتهم المفضلة من مكانها المعتاد دون علمهم. |
Bu, baykuşları korkutur. | Open Subtitles | إنّها تصيب البوم بالهلع. |
- Korkuyorsun. - Kesinlikle doğru. korkuyorum. | Open Subtitles | و أصبت بالهلع - أنتِ محفة , أصبت بالهلع - |