İşi alıp almadığını öğrenmek için. | Open Subtitles | ليعرف رأيه في الفكرة، إن حظى بالوظيفة أم لا |
Bu işi aldığımda... ev işlerini halledeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | حين قبلت بالوظيفة قلت أنك ستعتنين بالمنزل |
Bu işi onun hayatından daha fazla mı önemsiyorsun? | Open Subtitles | هل أنتَ مهتمٌ بالوظيفة أكثر من اهتمامك بحياته؟ |
Bu işi istemiyor olsaydın buraya katılmazdın. | Open Subtitles | لم تكوني لتشاركي إذا كنتِ لا ترغبين بالوظيفة. |
Bu yüzden, sana işini ballandırmayacağım New York'u ballandıracağım. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا لن أقنعك بالوظيفة و لكن أقنعك بنيويورك |
Eğer bu işi halledebilirsem, buradan taşınabiliriz. | Open Subtitles | لو تم تثبيتي بالوظيفة فسيمكننا الابتعاد عن هنا |
Bir işi doğru yapmak istiyorlarsa, ...uygun alete sahip olmaları gerektiğini öğrenecekler. | Open Subtitles | يتعلّمون مبكّراً أنه لتقوم بالوظيفة على أكمل وجه تحتاج الأداة المناسبة |
Bütün bunlardan kurtulmak için öteki işi kabul ettim zaten. | Open Subtitles | سأقبل بالوظيفة الآخرى كيّ أبعدنا عن كل هذا. |
Sen sevgilinin onun eski sevgilisiyle birlikte olacağı bir işi kabul etmesine izin verdin. | Open Subtitles | قل لحبيبتك انه لابأس ان تقبل بالوظيفة مع حبيبها السابق الوسيم |
Tek seçeneğin buysa işi kabul et. | Open Subtitles | إذا كان هذا هو خيارك الوحيد فأقبلي بالوظيفة |
Geçen sefer geri çevirdiğin işi ben kaptım. | Open Subtitles | لقد قبلت بالوظيفة عندما تركتها المرة السابقة |
Birkaç insanla konuştum eğer işi istersen, oyları sana. | Open Subtitles | و قد تحدثت الى بعض الاشخاص و سيصوتون لك اذا رغبت بالوظيفة |
Sizi yönetici yaparsam, bu işi ameleler bile ister. | Open Subtitles | لو جعلتك مديراً, حتى الشحاذين سيطالبون بالوظيفة |
İtiraf et işte, işi almamı istiyorsun ancak söylemeye korkuyorsun. | Open Subtitles | اعترفي بأنّكِ تريدين منّي أن أقبل بالوظيفة ولكنّكِ تخشين قول ذلك |
İtiraf et, işi kabul etmemi istiyorsun ama söylemekten korkuyorsun. | Open Subtitles | أعترفي، بأنكِ تريدين أن أقبل بالوظيفة ولكنكِ خائفة جدًا من أن تقولي ذلك |
Bana işi kabul edeceğini söyledikten sonra değişen şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما الذي تغيّر ما بين قولك بأنك ستقبل بالوظيفة إلى الآن |
Bu da, işi yapmaktan çok işi almaya odaklanmışım gibi gösteriyor beni. | Open Subtitles | يعطي انطباعاً بأني كنت أكثر تركيزاً على على الإنتقال إلى الوظيفة من القيام بالوظيفة |
İşi kabul etmeyeceğimi zaten biliyordun, değil mi? | Open Subtitles | كنت تعرفين أنني لن أقبل بالوظيفة أليس كذلك؟ |
Tabor Calchek o işi bulur, biz de yaparız. | Open Subtitles | تابور كالشيك هو يحصل على الوظيفة ونحن نقوم بالوظيفة |
Lowa işini kabul etmezsen Meksika kaçamağınızı herkese anlatırım. | Open Subtitles | إذا لم تقبلي بالوظيفة في أيوا سأحرص على أن يعرف الجميع بشأن لقائك بالحبيب المكسيكي |
Problem iş ile ilgili değil, problem seninle çalışmak. | Open Subtitles | حسناً,المشكلة ليست بالوظيفة, بل العمل لحسابُكَ. |