Suçlu birine göre, bizi masumiyetine ikna etmek için çok arzulu. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص مذنب، فهو يُحاولة بعزم أن يقنعنا ببراءته. |
Babam, masumiyetine inanip inanmayacagini bilmeden öldü. | Open Subtitles | مات أبي دون معرفة ما إذا كنت سأؤمن يوماً ببراءته. |
Savunmanız onun varsayılan masumiyetine inanıyormuşsunuz gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو أن خطة دفاعك قائمة على الإيمان ببراءته |
Lincoln'ın avukatlarıyla bir saatliğine konuş ve yemin ederim ki onun mâsum olduğuna iknâ olacaksın. | Open Subtitles | (تحدثي فقط لمحامي (لينكولن لساعة واحدة و أقسم بالله أنكِ ستقتنعي ببراءته |
Polis memuru Frank Castle ve ailesinin öldürülmesi ile ilgili tüm davalardan suçsuz bulundu. | Open Subtitles | بعد الحكم ببراءته من جريمة قتل الشرطي فرانك كاسل وعائلته |
Tüm dünyaya, onun masumiyetine olan inancımı geri alınamaz bir biçimde göstermek istedim. | Open Subtitles | ... أود أن أعلن يقيني أمام العالم كله إيمانـي ببراءته |
suçsuz olduğuna jüriyi ikna etmekten daha kolay olur. | Open Subtitles | سيكون أسهل عليك من إقناع المحلفين ببراءته |
Görünüşe göre Chad Bryson suçsuz bulunması için bir çeşit iş bitirici tutmuş. | Open Subtitles | يبدو وكأنّ (تشاد بريسون) قد استأجر مزورا ما للتأكّد من إصدار حُكم ببراءته. |