Fakat lise kızlarına akıl vermek iyi olduğum bir şey değildir. | Open Subtitles | إعْطاء النصيحةِ إلى بناتِ الثانويه ليس ببراعتي |
Benim kadar iyi değil, ama yakın. Yakınca. | Open Subtitles | ليست ببراعتي , لكن قريبة من ذلك قريبة قليلاً |
İyi görünme konusunda ne kadar iyi olduğumu düşünecek çok zamanım oldu. | Open Subtitles | كنت أفكر كثيراً ببراعتي في طريقتي كي أبدو طيبة |
Sadece eski beni en iyi işimin etrafında atıp tutarken gördüm.. | Open Subtitles | الرؤية وأنا أقف عجوزة وأتفاخر ببراعتي بأيام شبابي |
Senden daha iyi olduğumu bildiğin için hile yapıyorsun yani! | Open Subtitles | -إذاً ، أنت ستغش لأنك تعلم أنك لست ببراعتي |
Benim kadar iyi dans edemiyordu ama oldukça güzeldi. | Open Subtitles | -نعم لم ترقص ببراعتي لكنها... كانت جميلة المظهر |
Ama hiçbiri benim kadar iyi değil! | Open Subtitles | لكنّهم ليسوا ببراعتي! |