Biliyorsun bir çok cinayet davasında savcılık yaptım ve o dönemde dosyalar masama geldiğinde hep artık çok geç olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | قمت بالمرافعة بالعشرات من جرائم القتل و بحلول الوقت لوصولهم لمكتبي شعرت دوما بتأخر الوقت |
Hayır, ama birlikte benim ergenlik çağına geç girdiğime karar verdik. | Open Subtitles | كلاّ، لكنّنا عرفنا مشكلتي بتأخر بلوغي |
geç teslimi kabul ettiğimiz anlaşmalar yaptık. Anlaşmalar. | Open Subtitles | كان لدينا اتفاقيات تسمح بتأخر التسليم |
geç kalıyorum, sen vardın mı? | Open Subtitles | انهم يقودون بتأخر, هل انت هناك؟ |
Afedersiniz. Dr. Wally geç kalırsa şaşırmayın. | Open Subtitles | لا تتفاجئي بتأخر الدكتور " ويلي " |
Ne demek çok geç? | Open Subtitles | ماذا تقصدين بتأخر الوقت ؟ |
Şimdi saatin geç olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | أشعّر بتأخر الوقت! |