Hayır, Petra'yı kapağa koymak için Alexis'i ikna etmelisin. | Open Subtitles | لا يجب ان تحظر اليكسس لتضع بترا على الغلاف |
- Petra ile konuşurken önemli olan sükunetini kaybetmemektir. | Open Subtitles | أهم شيء عند التعامل مع بترا هي أن تبقى هادئاً. |
Hadi, Petra, açlıktan ölüyorsundur. | Open Subtitles | هيا بترا لابد أنكِ تتضورين جوعاً |
Ve Petra da nereden bilebilirdi ki elinde tuttuğu şeyin değerini? | Open Subtitles | وكيف أمكن لـ(بترا) أن تعرف قيمة ما كانت تحمله بين يديها |
Petra Moritz, muhabir... | Open Subtitles | الصحفية بترا موريتز |
Ben de buradayım, Petra. | Open Subtitles | أنا هنا أيضاً بترا. |
Fly, sen beni koru. Petra, arabayı sür | Open Subtitles | و ستكون (بترا) ستكون فوقنا كأنها تمتطي عربة حربيه |
Simülasyonu daha zeki yapsaydım, sen Bean'le uğraşırken ben de Petra'nın Küçük Doktor'unu yok ederdim! | Open Subtitles | لو كُنت أنا أكثر ذكاء في المحاكاة لقوات "الفورمكس" فكان من الممكن أن أدمر سلاح (بترا)"الطبيب الصغير" |
Şu an yeterinde yakın mısın Petra? | Open Subtitles | هل كثافة قواتهم كافية الآن يا (بترا) لإطلاق السلاح؟ |
Tüfekten çıkan bir mermi gibi Petra için bir yol açacaksın! | Open Subtitles | ستتقدم بتسارع مثل رصاص يخرج من بندقية وبهذا ستفتح طريق أمام (بترا) |
İşte bak, burada Petra Moritz'in köşesinde çıkmışsın. "Florrick'in stratejisti Eli Gold hâlâ kurtulamadı mı? | Open Subtitles | ؟ اسمك مذكور في عمود (بترا موريتز) هل أُثبتت براءة إستراتيجي فلوريك إيلاي غولد؟" |
Petra Moritz'in yazısında, benim oylar için ödeme yaptığımı kendin söylemişsin. | Open Subtitles | نشروا تصريحًا منك في عمود (بترا موريتز) تقول فيه أنني اشتريت الأصوات |
Bana Petra demenize izin veriyorum. | Open Subtitles | وأنا أسمح لك بأن تدعوني... بترا |
Asistanım Petra sana dosyayı getirir. | Open Subtitles | يُمكن لمُساعدتي (بترا) أن تجلب لكِ الملف. |
Jakob Nystrom, 30 yaşında. Kız arkadaşı Petra Larsen. | Open Subtitles | (جايكون نايستروم) بالثلاثين من عمره، وصديقته (بترا لارسن). |
Bunlar olurken, Petra da Aaron ile yakınlaşmaya başlamıştı, eski aşığı Roman'ın ikiz kardeşi ile. | Open Subtitles | وفي تلك الأثناء، تقربت (بترا) من (آرون) وهو الشقيق التوأم لحبيبها السابق (رومان) تذكرون (رومان)، أليس كذلك؟ |
Ve Petra'nın da Aaron'ın aslında Roman olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. | Open Subtitles | وقد أدركت (بترا) أنها بحاجة إلى دليل يؤكد أن (آرون) هو (رومان) |
Michael. Ben Petra. Gelip benimle Marbella'da buluşman gerek. | Open Subtitles | (مايكل)، مرحباً، أنا (بترا) أريدك أن تلاقيني في فندق (ماربيلا) |
Ve Petra'nın onun telefonlarına bilerek cevap vermediğini onu yüzyüze kovamak istediğini söylediğini duydum. Petra. | Open Subtitles | سمعت (بترا) تقول إنها لا تجيب على مكالماته لأنها تود فصله شخصياً |
Petra, bekle. Lachlan'ı kovamazsın. Sadece... | Open Subtitles | (بترا)، (بترا)، تمهلي لا يمكنك فصل (لاكلان) |