Sokaklardayken uyuşturucuya takılmış başına bir sürü iş gelmiş. | Open Subtitles | يعزف طوال اليوم , و يبدأ بتعاطي المخدرات جَميع الأنواع |
Nefsi müdafaa olarak bir çocuğu vurmuş suçluluktan kurtulamayıp uyuşturucuya başlamış ve hapse girmiş. | Open Subtitles | كانت شرطية اطلقت النار على ولد كدفاع عن نفسها لم تتخلص من الذنب فبدأت بتعاطي المخدرات |
Çocuğu ne zaman vurduğunu öğrenirsen uyuşturucuya ne zaman başladığını ve ne zaman hepatit C'ye yakalandığını da öğrenirsin. | Open Subtitles | اكتشفوا متى اطلقت النار على الفتى فتعرفوا متى بدأت بتعاطي المخدرات ومتى انتقل الفيروس اليها |
Sokaklarda yaşayıp uyuşturucuya başlamış. | Open Subtitles | عاش في الشوارع، بدأ بتعاطي المخدرات |