| O kadar ünlü ki insanlar onu taklit etmeye başladı. | Open Subtitles | لقد اصبح محبوباً لدرجة أن الناس بدأوا بتقليده |
| Bir daha canım çorba çektiğinde onu taklit ettim. | Open Subtitles | وهكذا، عندما أردت حساءً في المرة التالية، قمت بتقليده. |
| Pekâlâ, öyleyse biri onun işini aynen taklit ediyor. | Open Subtitles | حسناً , أحدهم يحسن صنعاً بتقليده |
| Sesini taklit edince daha komik olur sanmıştım ama olmadı. | Open Subtitles | عندما بدأ بتقليده للصوت السخيف حسبته سيكون أكثر متعة لكنه... لم يكن كذلك |
| Madem Wakefield öldü, o zaman birisi onun yaptıklarını aynen taklit ediyor. | Open Subtitles | -إن كان (ويكفيلد) ميتاً فأحدهم يحسن صنعاً بتقليده |
| - Onu taklit ediyorlar. | Open Subtitles | . إنه يقوم بتقليده |