Ama yakından bakınca, bu lotusun her yaprağı bir köle gemisinin kesiti. | TED | ولكن بنظرة أعمق لهذا اللوتس تكشفُ كل بتلة عن المقطع العرضي لسفينة الرقيق. |
Burada gördüğünüz 12 ayrı taç yaprağı, her biri birbirinden bağımsız mikroişlemcilerle kontrol ediliyor İşlemcilerin maliyeti 1 dolar. | TED | فما ترونه هنا هي 12 بتلة منفصلة يتحكم في كل منها معالج مستقل بتكلفة دولار واحد فقط |
Bu mekanizma aşağıdaki mikroişlemcilerle her bir yaprağı ayrı ayrı kontrol ediyor. Motorun üzerinde ısı pilleri var ve ufak sensörler var, | TED | جهاز التحكم بكل بتلة بالأسفل هناك مع معالج لكل واحدة توجد حساسات حرارية صغيرة على المحرك |
Çiçek yaprağı saçına bu şekilde gelmiş olmalı. | Open Subtitles | من المؤكد أن بتلة الزهرة وصلت الى شعرها بهذا الطريقة |
Lisa, sen her zaman... fosseptik üstünde yüzen bir gül yaprağı olan... tek Simpson'dın. | Open Subtitles | بتلة الزهرة الوحيدة العائمة فوق البالوعة (هذا هم آل (سيبمسون |
(Alkış) Teşekkürler. Bu 12 yaprağı olan bir ünite, | TED | (تصفيق) شكرا فهذا جهاز بـ 12 بتلة |
- Ve bana çuha çiçeği yaprağı getirdi. | Open Subtitles | -ولكنه جلب لي بتلة زهرة البريم . |
Ortanca yaprağı. | Open Subtitles | بتلة مزهرة |