Paha biçilemez bir aile yadigarını çalıp suçu üstüme yıktı, ben de korktum haliyle. | Open Subtitles | ، لذا قام بسرقة تذكاراً ثمين للعائلة ... وقام بتلفيق التهمة علي ، ثم فزعت |
Yani cinayeti onun üzerine yıktı. | Open Subtitles | لذا قام بتلفيق جريمة القتل لها |
Kabal suçu bana yıktı. | Open Subtitles | الجمعية السرية قامت بتلفيق الإتهامات لي |
D.A. cezamı Yuma'da çektiğime dair bir hikaye uydurdu. | Open Subtitles | أن المدعي العام قام بتلفيق قصة بشأن. قضائي لمحكوميتي في يوما، ولكني لم أفعل قطّ. |
Kim Charles bir sahtekar ve tüm hikayeyi uydurdu diyor. | Open Subtitles | قال بأن كيم تشارليز كانت تزيف الأمر وقد قامت بتلفيق القصة كلها |
Ezequiel benden kurtulmak zorundaydı. Bu yalanı o uydurdu. | Open Subtitles | يريد إزيكييل التخلص مني قام بتلفيق هذه الكذبة |
Ve birisi geçmişini öğrenince bizi yoldan çıkarmak için ona komplo kurarak adli önlem olarak kullandı. | Open Subtitles | و عندها يكتشف أحدهم ماضيه لقد استخدم ذلك كإجراء مضاد للادلة الجنائية ليبعدنا عن طريقه و ذلك بتلفيق التهمة للواعظ |
Biri üzerine cinayet suçu atacak diye mi endişelendin yoksa? | Open Subtitles | هل أنت قلق أن يقوم أحد بتلفيق جريمة لك؟ |
Rittenhouse bütün olan biteni üzerime yıktı. | Open Subtitles | بالكاد خرجت على قيد الحياة، وبعدها قامت (ريتنهاوس) بتلفيق كل هذا لي، |
Gerisini kendi uydurdu. | Open Subtitles | قام بتلفيق البقية |
Mesele buysa, ona komplo hazırlayan şüpheliler daha da büyüyor. | Open Subtitles | ان كان ذلك صحيحا عندها فأن مجموعة المتهمين بتلفيق التهم له أصبحت أكبر بكثير |
Biri üzerine cinayet suçu atacak diye mi endişelendin yoksa? | Open Subtitles | هل أنت قلق أن يقوم أحد بتلفيق جريمة لك؟ |