Artık büyük bir kanser salgınının ortasındayız ve kuşkum yok ki ve bunu belgeledim ki bu büyük kanser salgınından büyük oranda endüstri sorumludur burada yaşamı boyunca her iki erkekten biri ve her üç kadından biri kansere yakalanmaktadır. | Open Subtitles | نحن الآن في خضم أنتشار كبير لوباء السرطان وليس لدي أدنى شك وأنا قمت بتوثيق القاعدة لهذا |
Bütün cinayetlerini belgeledim. | Open Subtitles | حيث قمت بتوثيق كل جريمة قتل تتفق مع اسلوبه |
Profiline uygun, her cinayeti belgeledim. | Open Subtitles | حيث قمت بتوثيق كل جريمة قتل تتفق مع اسلوبه |
Laboratuarında kendini sorunlar için suçlayan bir bilim kadını, her zaman bir şeyler ters gittiğinde nedenleri belgelemeye başladı. | TED | إحدى العالمات التي استمرت بلوم نفسها على المشاكل في مختبرها بدأت بتوثيق الأسباب في كل مرةٍ حدث شيءٌ خاطىء. |
HIV/AIDS ile tüberküloz arasındaki yakın bağlantıyı belgelemeye başladım. | TED | لقد بدأت بتوثيق الرابط الوثيق ما بين نقص المناعة المكتسبة\الإيدز مع الُسل. |
Bunun gibi bir keşfiin doğruluğunu belgelemek için çalışmamızın zirvesinde olmalıyız. | Open Subtitles | عندما نقوم بتوثيق أصل اكتشاف مثل هذا فإنه علينا أن نكون في قمة أداءنا |
Spider Martin'in Yurttaşlık Hakları Hareketi'ni belgelemek için kullandığı model bu. | Open Subtitles | "هذا هو نفس النموذج الذي استخدمه "سبيدر مارتن (سبيدر مارتن هو مصور امريكي قام بتوثيق حركة الحقوق المدنية) لتوثيق حركة الحقوق المدنية |
Fotoğrafçılar ve Lower Ninth'i geçen 40 seneden beri belgeliyorlar. | TED | هم مصورون قاموا بتوثيق منطقة التسع الأسفل خلال ال40 سنة الماضية. |
Depresyon - Sayı 1 Depresyonun kendi şehrimde nasıl açığa çıktığını belgeledim. | Open Subtitles | قمت بتوثيق كيف أن الكآبة تتجلى في المدينة |
Kesinlikle hayır. Sadece bunun yasal bir duruma dönüşmesine karşı her şeyi belgelemeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | بالتأكيد كلّا, نحن ببساطة نقوم بتوثيق دقيق قدر المُستطاع, |
Gezilerini belgelemeye devam ettiler bu arada Vicky hâlâ şüphe içerisindeyken Cristina muhteşem bir zaman geçiriyordu. | Open Subtitles | استمروا بتوثيق رحلتهم، و بينما ظلت فيكي شكاكة كريستينا حظيت بوقت رائع |
Her şeyi belgelemeye devam edeceğiz. | Open Subtitles | حسنًا، سوف نستمر بتوثيق كل شيء |
Her şeyi belgelemeye devam edeceğiz. | Open Subtitles | حسنًا، نحن سنستمر بتوثيق كل ما يجري |
Just Vision var, Filistinliler ve İsraillilerle birlikte barış için çalışıyorlar ve bu süreci belgeliyorlar röportajlar yapıyorlar ve bu filmi Kongre'ye götürüp güçlü bir araç olduğunu göstermek için kullanıyorlar, saldırıda kızı öldürülmüş bir kadını göstermek için kullanıyorlar, ve bu kadın bunu çözmek için barışcıl yolların olduğuna inanıyor. | TED | ومنظمة جست فيشين، التي تعمل مع الفلسطينين والإسرائيليين الذين يعملون معاً من أجل السلام، ويقومون بتوثيق تلك العملية وإجراء مقابلات هناك ليتم إستخدام هذا الفيلم ليأخذوه إلى الكونغرس لعرض هذه الأداة القوية، لتبيان أن هذه المرأة التي قُتلت بنتها في هجوم، وما تزال تؤمن بأن هناك طرق سلمية لحل هذا الإشكال. |