Çünkü diğerinin üstü kurşun delikleriyle doluydu ve insanlar kurşun delikleriyle dolu bir araba sürmemem gerektiğini söyleyip duruyordu. | Open Subtitles | لأن الأخرى كانت تمتلئ بثقوب الرصاص والجميع كان يقول لا يجب أن أقود سيارة مليئة بثقوب الرصاص |
Nasıl oldu da araban mermi delikleriyle doldu? | Open Subtitles | لماذا تمتلىء سيارتك بثقوب الرصاص؟ |
Makineli tüfekle delik deşik edilmişti, İngiliz makineli tüfekleriyle. | Open Subtitles | كانت مليئة بثقوب المدافع الرشاشة البريطانية |
Başkan Johnson delik deşik ve ipuçlarıyla dolu... kan içindeki limuzinin yıkanıp tamir edilmesini emretti. | Open Subtitles | الرئيس جونسون أمر بالليموزين الغارقة في الدماء المليئة بثقوب الرصاص والقرائن ليتم غسلها و إعادة بنائها |
Bu arada üzerinde mermi delikleri olan bir araba sürmene gerek yok. Geleceğinden emin misin? | Open Subtitles | انت لا تحتاج ان تقود سياره مليئه بثقوب الرصاص هل متاكد انها ستأتي؟ |
- Cebinde delikleri olan bir sosyalist mi? | Open Subtitles | شيوعى بثقوب فى جيبه؟ |
- Biz kurt deliği uzmanına mı benziyoruz? | Open Subtitles | هل يبدو علينا اننا إخصائيون بثقوب الزمن ؟ |
-Evet. mermi delikleriyle yapılmış bir kum resmi. | Open Subtitles | -نعم. إنه رسم رملي بثقوب من الرصاص |
Her tarafı delik deşik bir arabayla dolaşmak zorunda değilsin biliyorsun. | Open Subtitles | لست مضطرا لقيادة سيارة مليئة بثقوب الرصاص كما تعلم |
Bu ne anlama geliyor, yani delik deşik bir araba sürmen? | Open Subtitles | ماذا يعني ذلك؟ أن تقود سيارة تمتلىء بثقوب الرصاص؟ |
Burada bir saat daha kalmaktansa kurşunlarla delik deşik olmayı yeğlerim. | Open Subtitles | أفضّل أن أمتلأ بثقوب الرصاص على أن أقضي ساعة أخرى في هذا المكان |
Bu bir olasılık ama çok fazla delik var. | Open Subtitles | إنها إمكانية إمكانية بثقوب كثيرة |
- Cebinde delikleri olan bir sosyalistim. | Open Subtitles | - أنا شيوعى بثقوب فى جيبه |
- Hem de kurşun delikleri olan. | Open Subtitles | بثقوب رصاص |
Daha az kurşun deliği olan kıyafetlere ihtiyacım var. | Open Subtitles | سأحتاج إلى مكتب جديد بثقوب رصاصات أقل |