Ben bu kadının cesedini pencereden atınca bizim yalan söylemediğimizi anlarsın! | Open Subtitles | عندما ألقى بجثة هذه السيدة من النافذة ستعرف أننا لا نكذب |
İzini kapatmak için de adamın cesedini kereste öğütücüsüne attı. | Open Subtitles | وبعدها ألقى بجثة المحاسب بداخل مطحنة للخشب لكي يخفي آثاره. |
Sizi görmeğe geliş nedenim, efendim, sahilde bulunan kimliği belirsiz ceset. | Open Subtitles | سبب مجيئي للقائك يتعلق بجثة غير معروفة الهوية على الشاطئ |
Bir ceset at ve ciddi olduğumuzu söyle. | Open Subtitles | لنلقى لهم بجثة بالخارج ليعرفوا مدى جديتنا |
Ve anlatacağım hikayenin, Victor'ın cesediyle başlaması gerekiyor. | Open Subtitles | أي قصة سأقدمها لهم لابد أن تبدأ بجثة فيكتور. |
Yani şüpheli otoparktan bir otobüsü çıkardı ve üzerinde bir cesetle tekrar yerine mi koydu? | Open Subtitles | إذاً قاتلنا ترك حافلة مدرسة من حيث يركنون الحافلات ثم أعادها بجثة على السقف ؟ |
Bu bölge çürümüş bir cesede göre mükemmel korunmuş. | Open Subtitles | حالة طبيعية مقارنة بجثة متعفنة كما هي حالته |
Bu adamın bedeni asla bilime bağışlanmamalıydı. | Open Subtitles | لم يكن عليهم أبدا أن يتبرعوا بجثة هذا الرجل للعلم. |
Rıhtıma varmak, saat 3'te gözcüyü bayıltmak... ve Paine'nin cesedini suya atmak için 20 dakika yeterliydi. | Open Subtitles | وهكذا تكون 20 دقيقة كافية ليصل الى الرصيف ويضرب الحارس فى الساعة الثالثة ويرمى بجثة بيين |
Zoe'nin cesedini adli tabipe götürmemiz gerek. | Open Subtitles | نحتاج ان نعود بجثة زوي الى مكتب الطبيب الشرعي |
Ölü bir adamın cesedini şehirde dolaştırmak standart bir prosedür değil ama denemeye değer. | Open Subtitles | إنه ليس إجراء اعتيادي أن تعبر بجثة رجل ميت أنحاء المدينة لكنني أرغب بتجربته |
Aptalca bir şey yapmaya kalkarsan Sam'in cesedini bataklığa atıveririm. | Open Subtitles | لو حاولت فعل شئ سألقي بجثة سام في المستنقع |
Etrafımda ceset olması hoşuma mı gidiyor sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن أستمتع بالاحتفاظ بجثة بجواري |
Altın sahteydi. Bu yüzden trenden bir ceset attınız ve polislere yalan söylediniz. | Open Subtitles | ألهذا السبب، رميت بجثة من القطار وكذبت على الشرطة، لتحتفظ بها؟ |
Bir keresinde buraya ceset bıraktığı iddaa edilen birini takip etmiştim. | Open Subtitles | لقد طاردت هارب من العدالة الذي كما يزعم أنه ألقى بجثة هنا بالأعلى |
Anlatacağım hikaye ne olursa olsun, Victor'ın cesediyle başlamalı. | Open Subtitles | أي قصه أخبرهم بها لا بد أن تبدأ بجثة فيكتور الميته |
Dağ Katili, Buz Kraliçesi'nin cesediyle geri dönüyor. | Open Subtitles | تعود قاتلة قوم الجبل بجثة ملكة أمّة الثلج. |
Gelirlerine bakarsak, bir cesetle ilişkilendirilmektense 60 milyon dolar kaybetmek daha iyidir. | Open Subtitles | لماذا يكذبان؟ حسناً، بالنظر لصافي ثروتهما، من الأفضل أن تتحمّل خسارة بـ60 مليون دولار على أن تُربط بجثة. |
Bu, yapış yapış bir cesetle dolu, ezilmiş bir araba. | Open Subtitles | إنها سيارة مهيكلة صارمة محشوة بجثة لزجة |
Tamam. Görünüşe göre şu anda cesede benzeyen kişi sensin. | Open Subtitles | , حسناً , كما ترين أنتِ تشبهين شخصاً من هنا بجثة |
Çünkü bu dava temsil ettiğim ofisin maktulün bedeni ile oynamasından dolayı yeterince zarar gördü. | Open Subtitles | لأن هذه القضية تأذت كفاية بتلاعب مساعدة المدعي العام بجثة الضحية. |
Sorunun rahatlıkla cesedi morgdan çalıp yerine başka bir ceset koyarak çözülebilir. | Open Subtitles | الإجابة البسيطة هي سرقتها إبدالها بجثة أخرى |
Annemin naaşını almak için kalacağım. | Open Subtitles | سوف أبقى هنا فقط للإهتمام بجثة والدتي |
Sonra kaçarken üst kat koridorunda babanın cesedine takılıp düşmüşsün. | Open Subtitles | ثم اسرعت للخارج متعثرة بجثة والدك الملقى في ردهة الدور العلوي |
Savage'ın Carter'ın bedeniyle ne yapacağını bilseydik keşke. | Open Subtitles | ليتنا علمنا ما كان سيفعله (سافاج) بجثة (كارتر) |