Bir yeri uzun duvarlarla kutu tarzı yaptık ama çok hoşumuza gitmedi onun yerine biz de devasa bir koza dokuduk. | TED | عزل مساحة ما من الغرفة بجدران طويلة لم يبدو أمرا صائبا، لذا قمنا ببناء هذا الجراب المنسوج العملاق. |
İnsanlar tarafından zaptedilemez, 1000 metre yüksekliğinde duvarlarla çevrili, ormanları andırıyorlar. | TED | هي محاطة بجدران يبلغ طولها حتى 1000 متر، تشبه قلعة منيعة من قبل البشر. |
Jiletli telin, daha aydınlık bir yarının umutlarını kestiği, uzun beton duvarlarla, çelik parmaklıklarla çevrili. | TED | محاطا بجدران خرسانية عالية، وقضبان فولاذية، حيث تبرع الأسلاك الشائكة في قطع طريق أحلامنا نحو غد أكثر إشراقاً. |
12 santim kalınlığında duvarları olan güçlendirilmiş akrilik küre, pilotu ve kameramanımızı aşağıdaki yoğun basınçtan korur ve sualtı aracının 900 metre derine dalmasını sağlar. | Open Subtitles | الغواصة ذات الكوة الأكلريكية المُصفحة بجدران يبلغ سمكها 12 سنتيمترا تحمي قائد الغواصة ومصورنا من الضغط الهائل بالأسفل |
Sahte duvarları olan sahte bir kovanda olduğunuzun farkında mısınız? | Open Subtitles | أتعلمون أنكم في خلية مزيفة بجدران مزيفة؟ |
Eski evinin duvarlarına bir şeyleri nasıl mühürlendiğin gibi ya da bir şeyleri ülkedeki rastgele banka kasalarında nasıl zula yaptığın gibi mi demek istiyorsun? | Open Subtitles | أتعني كيف خبأت الأشياء بجدران منزلك القديم، أو كيف اذخرتها في صناديق ودائع عشوائية عبر البلاد؟ |
Her gün, her saat hatta belki şu anlarda bile karanlık güçler bu şatonun duvarlarından sızmaya çalışıyor. | Open Subtitles | متذكراًحقيقةمقلقة، أنّ في كـلّ يوم ، كـلّ ساعة... وربـّما في هذه اللحظة ، تريد قوى الظلام أن تعصف بجدران هذه القلعة. |
Herkesinki gibi benim hayatımın da kağıttan duvarlarla örülü olduğu gerçekliğiyle yüzleşmek zorundaydım. | TED | كان عليّ مواجهة فكرة أن حياتي كانت مبنية بجدران من الورق، وكذلك حياة كل شخص آخر. |
Onları duvarlarla saklamaya çalışırsak ışığı kaybederiz. | Open Subtitles | حسنا، إذاً حاولنا أن نخفيهم بجدران أخرى، سوف نفقد الضوء |
Onları duvarlarla saklamaya çalışırsak ışığı kaybederiz. | Open Subtitles | حسنا، إذاً حاولنا أن نخفيهم بجدران أخرى، سوف نفقد الضوء |
Ana bina 12 metre yüksekliğinde ki duvarlarla çevrelenmiş iki kapı var ve ikiside korunuyor. | Open Subtitles | المبنى الرئيسي محاط بجدران ارتفاعها 12 قدماً |
Eli Stein güçlü duvarlarla çevrilmediği sürece, hiçbir yerin gelişemeyeceğine inanırdı. | Open Subtitles | إيلي شتاين آمن بأن لا وطن يستطيع الأزدهار إلا إذا كان محاطاً بجدران قوية |
Vay be. Harika. Ama yüksek bir binada duvarları olan bir süit kiralayabilirdin. | Open Subtitles | إن هذا عظيم لكن كنت تستطيع استئجار جناح بجدران حقيقية في إحدا نواطح السحاب الجديدة |
Normal duvarları olan, bombalanmamış. | Open Subtitles | عادي، بجدران و لم يتمّ تلغيمه |
Sarı bir yıldızla işaretlendirdiler ve Yahudi mahallelerine sürüldüler. Bazılarının duvarları bile yoktu. | Open Subtitles | بعضاً منها فُصلت بجدران |
Jason'ı geri veririm ve siz de duvarları olan bir ev alabilirsiniz. | Open Subtitles | (سوف اعيد (جاسون وسوف تستطيعين ان تشتري مكاناً بجدران |
duvarları ve kapıları olan bir yerlere ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج مكانًا بجدران وأبواب |
Diğerleri gibi benim kafamda da titrek ışık saçan, liğmelenmiş haldeki elastik bandajla bağlanmış bir fener vardı ve güçlükle kaygan ağaç dallarına basarak 3 adım genişliğindeki deliğin duvarlarına tutunarak yerin yüzlerce feet altına indim. | TED | كالبقية، كنت أضع مصباحا وامضا رخيصا مربوطا على رأسي بهذا الرباط المطاطي الرث، وبالكاد يمكنني رؤية فروع الشجرة الملساء ممسكة بجدران حفرة مساحتها ثلاثة أقدام مربعة نزولا بمئات الأقدام إلى باطن الأرض. |
Bunun üç tanesi Xiangyang duvarlarına ne yapardı bunu düşün. | Open Subtitles | تخيّل ما يمكن لثلاثة من هذه المحركات "أن تفعل بجدران "شيانجيانج |
Her gün, her saat hatta belki şu anlarda bile karanlık güçler bu şatonun duvarlarından sızmaya çalışıyor. | Open Subtitles | متذكراًحقيقةمقلقة، أنه في كـلّ يوم ، وفي كـلّ ساعة... وربـّما في هذه اللحظة ، تريد قوى الظلام أن تعصف بجدران هذه القلعة. |