"بجريمة" - Translation from Arabic to Turkish

• suç
• cinayet
• suçu
• cinayetle
• cinayeti
• cinayetten
• suçtan
• cinayete
• cinayetiyle
• suçuyla
• suça
• suçlu
• suçunu
• suçla
• cinayetini

Bu mektup dosyana konulur ve herhangi bir suç işlemen hâlinde karar verme aşamasında davanı inceleyen hakime sunulur.
سيوضع هذا الخطاب فى ملفك و لو أدنت فى مرة بجريمة سيقدم إلى القاضى , وحينها سيقوم أو ستقوم

Bir suç kutlanmaz. Bu ahlaka aykırı.
لا نستطيع الإحتفال بجريمة هذا غير أخلاقى

Seni cinayet ve silahlı soygundan yakaladık. Hâlâ şaka yapıyorsun.
أنك متهم بجريمة قتل من الدرجة الأولى وتتفوه بالنكات الغبية

Gerçekten kızımı işlemediği bir suçu itiraf ettirecek kadar yıldırabileceğini mi sandın
هل تعتقد حقاً أن بإمكانك إكراه ابنتي على الإعتراف بجريمة لم ترتكبها؟

Önce beni cinayetle suçladın şimdi de evimi mi gözetliyorsun?
كنت قتل بجريمة ،تتهمني منزلي؟ حول خلسة تأتي ثم ومن

Biri dışında! Neden Kelly Kevin Duncan'ı korumak için cinayeti üstlendi?
عدا , لماذا تعترف كيلي بجريمة القتل لتغطي على كيفن دنكان

- Burada cinayetten hüküm giydiğin yazıyor. - Saçmalık o.
ـ مكتوب هنا بأنك أدنت بجريمة ـ هذا كان هراء

suç hakkında düşünürken İngiltere'deymiş gibi düşünüyorsunuz.
عندما تُفكر بجريمة تُفكّرُ من وجهة نظر بريطانية

- Birinci derecede suç ile suçlayacağız.
اتصل بنا, رجا. نحن نتهمك بجريمة من درجه الاولى.

4 yıl önce, federal bir suç için ifade verecek önemli bir tanığı koruma görevi verilmişti bize.
قبل أربع سنوات، اُسندت إلينا مهمة حماية شاهدة رئيسية بجريمة فيدرالية.

cinayet zanlısı olduğunu biliyorum ama itiraf et ki çok ateşli.
أعلم أنّها مشتبه بجريمة قتل، ولكن عليكَ الإعتراف، إنّها مثيرة للغاية

Sonuç olarak birinci dereceden cinayet şüphelisi olarak kayda geçeceksiniz.
بهذا الاستنتاج بمكن أن تتهمي بجريمة قتل من الدرجة الأولى

Eğer yapmadıysa birinin böyle bir suçu itiraf ettiğine inanmak zor.
كلا، من الصعب على الشخص أن يعترف بجريمة لم يرتكبها أبداً.

Bir suçu itiraf edeceksen ve benden gizlememi istiyorsan tekrar düşünmeni öneririm.
إن كنت ستعترق بجريمة وتتوقع مني الثقة , أود أن تعيد النظر

Bu olayda bana zevk veren tek şey, Bay Brady, sizi cinayetle suçlamak.
والشيء الوحيد الذي يعطيني الفخر هنا هو اتهامك بجريمة

İkinizin de henüz cinayetle suçlanmadığınızı bilmenizi istiyorum.
أريدك أن تعلمي بأنكما لستما متهمتين بجريمة القتل حتى الآن.

Bu cinayeti tümüyle itiraf etmiştir çünkü hayatını yeniden düzenlemek istemektedir.
لقد اعترف بجريمة القتل لانه يريد ان يبدأ حياته من جديد

Onu araştırdım. İki yıl önce cinayetten hüküm giymiş.
لقد اُدين بجريمة قتل منذ عامين لقد أخبرنى بذلك

Bir suçtan dolayı sorumlu olabilirim. Ama bu sadece iyi niyetlerle işlenmiş bir suçtu.
انا اعلم انه من الممكن ان اكون مذنبا بجريمة ولكنها تمت بـ اطهر النوايا

Belki onu cinayete bağlayacak kadar kanıt var mı diye anlamak istedi.
ربّما أراد فقط معرفة إن كانت هناك أدلة كافية لربطه بجريمة القتل.

Kongre üyesi cinayetiyle bağlantısı olabileceğini düşünüyor.
أعتقد بأنه مرتبط بجريمة عضو في الكونغريس

Sunnydale'den senin için bir tutuklama emri çıkarılmış. cinayet suçuyla.
جنايه لشخص برئ تمت في المدينه ولقد اتهمت بها ,بجريمة القتل

Küçük bir suç işlmeye gönüllüysen, dikkatlerini daha büyük bir suça çekmelisin.
تُخبرهم بجريمة صغيرة لأجل تشتيت إنتباههم عن النظر إلى الجريمة الأكبر.

Kendini suçlu göstermek istemezsin... yaptığın o akıllı plandan sonra.
لم تريدي توريط نفسك بجريمة ليس بعد أن خططتي لها

Bilinmeyen kişi yahut kişilerle iğrenç zina suçunu işlemekle suçlandın ve suçlu bulundun.
لقد اتهمتِ وتمت إدانتكِ بجريمة زنا بشعة مع شخص أو أشخاص غير معلومين.

Bir Denizci subayını elinde yeterli delil olmadan ağır bir suçla suçlamanın içerdiği olası sonuçları hakimin sana haber verdiğini kabul etmeni istiyorum.
أريدك أن تقر بأن ممثل النيابة العسكرية أعلمك بالعواقب المحتملة لاتهام ضابط بحري بجريمة كبرى دون دليل قاطع

Çin Halk Cumhuriyeti'nin kanunlarına dayanarak... suçlu, suçunu ve cinayeti itiraf etti yani Hong Ling cinayetini.
تطبيقاً لقوانين جمهورية الصين حزب المذنبين إعترف بجريمة المؤامرة و القتل