"بحثًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • aramaya
        
    • araştırma
        
    • aramak
        
    • arıyor
        
    • arama
        
    • bulmak için
        
    • araması
        
    • bulmaları için
        
    • arıyorlar
        
    Beni aramaya geldiğinde yeniden o korkmuş genç kıza dönüverdim. Open Subtitles حين أتيت بحثًا عنّي أصبحت فجأة تلك المراهقة الفزعة ثانيةً
    Okuluma bela aramaya gelen zavallı ruh için büyük bir acıma duygusu hissediyorum. Open Subtitles أشعر بغصّة من الشفقة تجاه هؤلاء المساكين الذي جائوا لمدرستي بحثًا عن المتاعب
    Ormanlarda Elf'leri aramaya kaçan genç bir Hobbit'i hatırlıyorum. Open Subtitles إنِّي أتذكر الهوبيت الشاب الذي كان دائمًا يجري بحثًا عن الجن
    İnsanların sağlık hizmetlerine dair neyi öğrenmek istedikleri konusunda bir araştırma çalışması yürüttüm. TED الخريف الماضي، أجريت بحثًا لكي استنتج ماذا يريد الناس معرفته عن رعايتهم الصحية.
    Bu mezgitleri kuzeye gitmeye ve daha soğuk bölgeleri aramak için yayılmaya zorlayan nedenlerden biri olabilir. TED وقد يكون ذلك أحد القوى التي تدفع البلوق للاتجاه شمالًا، والانتشار بحثًا عن مناطق أكثر برودة.
    Gece gökyüzünü tarayarak uzak yıldızların etrafında yeni dünyalar arıyor. Open Subtitles يمسح سماء الليل بحثًا عن عوالم جديدة حول النجوم البعيدة
    Onu oturtup NSA sunucularında sahte bir arama yapacaksın. Open Subtitles تُجلسه و تُجري بحثًا تمويهيًا على خادوم وكالة الأمن الوطني
    Ve onlar da cesedi bulmak için bir araştırma başlatabilirler. Open Subtitles لذا يمكن أن يبدءوا بحثًا حتى يمكنهم أن يجدوا الجثّة
    Ormanlarda Elf'leri aramaya kaçan genç bir Hobbit'i hatırlıyorum. Open Subtitles أذكر أنّك كنتَ هوبيت يافعًا يركض دائمًا في الغابة بحثًا عن الجنّ
    Evet, geç gelir. Kızımı aramaya çıktığı için. Kızım şu anda kayıp olduğu için, evet. Open Subtitles أجل، يتأخّر حتّى هذه الساعة بحثًا عن ابنتي طالما هي مفقودة، أجل
    Artık tavşanları bırakıyorlar ve onun yerine daha tehlikeli bir av aramaya koyuluyorlar. Open Subtitles الذئاب تركت الأرانب و شأنها الآن و انطلقت بحثًا عن طرائد أخطر من سابقتها بكثير
    Ben seni korurdum çünkü sevgilinin polis olduğunu artık bildiklerine göre bu adamlar seni aramaya gelecektir. Open Subtitles وأنا أريد أن أحميك لأن هؤلاء الرجال سيأتون بحثًا عنك الآن يعلمون أن صديقك كان شرطيًا
    Seni aramaya gelmeyebilirler ama benim için kesin gelirler. Open Subtitles لعلّهم لن يأتوا بحثًا عنك، لكنّهم سيأتون بحثًا عنّي طبعًا.
    Benim öldüğümü düşünebilirler ama seni aramaya gelecekler. Open Subtitles ربما يحسبونني ميّتة، لكنّهم سيجيئون بحثًا عنك.
    Önce, akademisyenler kendi alanlarında bir araştırma yürütür. TED أولًا، ينجز كل باحث بحثًا في مجال تخصصه.
    Yemek aramak için, küçük bir yarıktan köklere girer. TED يدخل إلى الجذور عبر صدع صغير بحثًا عن الطعام.
    Onu aramak için gelicekler. Open Subtitles و حينما لا يقوم بذلك، فإنهم سيأتون بحثًا عنه.
    Curiosity gibi gezginlerimiz, Mars'ın yüzeyini tarayıp, bildiğimiz hayat ipuçlarını ve kökenlerini arıyor. TED عرباتنا المتجولة مثل كيوريوسيتي روفر تمسح سطح المريخ، تحفر بحثًا عن أدلة لأصول الحياة كما نعرفها.
    Avlanmaya karar verdikleri zaman bütün ekip uzunca bir av arama yolculuğuna koyulur. Open Subtitles حين تنوي الصيد تنطلق الجماعة كاملة في رحلة مطوّلة بحثًا عن الطرائد
    İmkan verilirse, en iyi yemeği bulmak için... ülkeler arasında bile gezinirler. Open Subtitles اذا منحوا الفرصة، فأنهم سوف يتنقلون بين البلدان بحثًا عن أفضل طعام.
    Sebastián muhteşem sahneler hazırlıyor altın araması için vadide yüzlerce adam var. Open Subtitles مئات الرجال في الوادي يغربلون بحثًا عن الذهب
    Bir enkaz veya ceset bulmaları için sahil güvenliğe haber verdik ama henüz bir şey çıkmadı. Open Subtitles أرسلنا خفر السواحل بحثًا عن علامات حطام أو جثّة، ولكن لا شيء حتّى الآن
    Kahverengi saçlı, mavi gözlü bir kızı arıyorlar. Tanıdık geldi mi? Open Subtitles بحثًا عن فتاة بنية الشعر زرقاء العينين، أتجدينها مألوفة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more