Adalet konusundaki hakkını çoktan feda etti. Biraz öne itiver. | Open Subtitles | لقد ضحى بحقه في معاملة عادلة، للأمام قليلاً. |
Onun sizi yönetme hakkını mı sorguluyorsunuz? | Open Subtitles | هل تتشككين بحقه في الحكم عليك؟ |
Müşterim sorulara cevap vermeme hakkını kullanıyor | Open Subtitles | موكلى يحتفظ بحقه فى عدم الرد |
Bir adamın silah bulundurma hakkı vardır. | Open Subtitles | الرجل لابد أن يتمتع بحقه في امتيازات التعديل الثاني |
Hayır ama bunun onun hakkı olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | لا, ولكنني أؤمن بحقه في الإيمان بما يريد |
Kız arkadaşını dövmekten. Ve eski karısı onun hakkında yasaklama emri çıkartmıştı. | Open Subtitles | أجل وزوجته السابقة تصدر أمر عدم تعرض بحقه |
ki onun hakkında ayrı bi konuşma yapmak lazım. | TED | وهو يستحق حديثاً كاملاً بحقه. |
Başkan Yardımcısı, bir önerge sunma hakkını kullanacak. | Open Subtitles | الرئيس يطلب بحقه لطرح إقتراح. |
Bazı sporcular ve yetkililer, burada olmaya hakkı olup olmadığını sorguluyorlar. | Open Subtitles | بعض الرياضيين والمسؤولين يشكون بحقه في وجوده هنا |
Benim ihanetim onu incitti ve ertesi gün gazeteye giderek cevap hakkı talep etti. Ve bunu şu başlıkla aldı: "Bageye Karşılık Verdi." | TED | كان منزعجًا من وشايتي وذهب إلى الصحيفة في اليوم التالي وطالب بحقه في الرد وحصل عليه بعنوان رئيسي " منتفخ الجفون يرد اللسعة" |
Ayrıca mahremiyet hakkı olduğuna da... | Open Subtitles | إنا أيضا أؤمن بحقه في السرية إذا , آووه |
Salzburg'ta onun hakkında nasıl yanıldım, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف أني كنت مخطئة بحقه في ساليزبورغ ؟ |
- ...çünkü bu, onun hakkında yanıldığın anlamına geliyor. | Open Subtitles | لكنك لا تريد قوله، لأنّه قد يعني -أنّك كنت مخطئ بحقه |
Ya onun hakkında yanılıyorsan? | Open Subtitles | ماذا لو كنتِ مُخطئة بحقه ؟ |