Bugün Dünya'yadaki çoğu hukuk sistemi, insan hakları inancına dayanır. | TED | معظم الأنظمة التشريعية اليوم في العالم تقوم على أساس الإيمان بحقوق الإنسان. |
Bana sıkça insan hakları ve adalete olan tutkumun nereden geldiğini sorarlar. | TED | السؤال الذي كثيرًا ما يُطرح علي هو : من أين لي هذا الشغف بحقوق الإنسان والعدالة؟ |
Bu, bizim insan haklarına olan kendi bağlılığımızla ilgili. | TED | يتعلق الأمر بمدى إلتزامنا بحقوق الإنسان. |
"Bizler kendimizi haricî dünyadan soyutlamak istemiyoruz, ama, emperyalizmden, şiddetten, fakirlikten, ırkçılıktan ve insan haklarına yapılan bütün saldırılardan uzak kalmak istiyoruz." | Open Subtitles | نحن لا نسعى لعزل أنفسنا عن العالم الخارجي، ولكننا نسعى على مسافة من الإمبريالية، والعنف، والفقر، والعنصرية وجميع الهجمات غير مقبولة الأخرى المتعلقة بحقوق الإنسان الأساسية. |
Luis Rios'un platformlarında hiç insan hakları ihlali olmadığı anlamına geliyor ama sizinkinde oldu, Bay Francis. | Open Subtitles | يعني أن لويس ريوس لم يعاني من مشكلة تتعلق بحقوق الإنسان على حفاراته بل أنت من عانى ذلك سيد فرانسيس |
Gerçek şu ki Birleşik Devletler'in Yemen'deki anti-terör takıntısı insan hakları endişesini doğurmuştur. | Open Subtitles | الواقع أن هوس الولايات المتحدة بمكافحة الأرهاب في اليمن تجاوز اهتمامها بحقوق الإنسان... |
Aynı şey İnsan Hakları Beyannamesi ve tüm yasalar ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve temel özgürlükler ve basın özgürlüğü için de geçerli. | TED | و نفس الشئ مع قانون الحقوق و كل القوانين و الإعلان العالمي لحقوق الإنسان و. الاتفاقيات المتعلقة بحقوق الإنسان والحريات الأساسية و حرية الصحافة |
DGİ'nın tek ilgilendiği tüm Kuşaklılar için insan hakları ve iş. | Open Subtitles | إن الـ " أوبا " مُهتمة فقط بحقوق الإنسان ووظائف لكل مواطني الحزام |
İnsan hakları hareketinin liderlerinden uzun yılları hücrede olmak üzere neredeyse hapiste ölen Dr.Ma Thida onu hapse atanlara, düşünmek için zaman verdikleri, dirayet kazandırdıkları ve meditasyon yeteneklerini geliştirdikleri için minettar olduğunu söyledi. | TED | د.ماثيدا و هي ناشطة قيادية بحقوق الإنسان شارفت على الموت تقريبا في السجن و أمضت أعوامََا عدة في الحبس الإنفرادي أخبرتني أنها كانت ممتنة لسجانيها للوقت الذي أتيح لها للتفكير للحكمة التي إكتسبتها للفرصة لشحذ مهاراتها في التأمل. |
Size genlerimizin yarısını paylaştığımız havucun insan haklarına tabi olduğu söylense -- fakat gen yüzdelerinin nasıl hakları verdiği açıklanmasa --, büyücü yaptı oluyor. | TED | عندما يتم إخبارك أن الببغاء يتمتع بحقوق الإنسان لأنها نصف جيناتها تشابه جينات البشر وليس كيف تمنح نسبة الجينات الحقوق -- ساحر. |