"بحمايتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • korumak
        
    • koruyacak
        
    • koru
        
    • koruyorsun
        
    • göz kulak
        
    • koruma
        
    • korumuş
        
    • koruyorlar
        
    • koruyacağız
        
    • koruyorum
        
    • koruduğunu
        
    • koruyacağıma
        
    Onlar için bunu korumak, aşağıdaki hazineden daha değerli. Open Subtitles ماداموا يقومون بحمايتها هكذا, فلابد من وجود كنز هنا
    Seni burada tuvaleti koruman için görevlendiriyorum kullanmak için değil, korumak için. Open Subtitles أنت الآن مسئول رسمي عن حماية المراحيض ليس باستعمالها وإنما بحمايتها
    Artık doğanın bi parçasısın..sen onu koru, o da seni koruyacak Open Subtitles لقد تم تقديمك إلي الطبيعة قُم بحمايتها وسوف تحميك
    Sen uyuşturucu ticaretine karşı savaşmıyorsun Onu koruyorsun. Open Subtitles أنت جزء من تجارة المخدرات أنت تقوم بحمايتها
    Ona göz kulak olacağıma söz verdiğim üzere başladığı ilk okuldu. Open Subtitles أوّل مدرسة تلتحق بها، بعد وعد منّي بحمايتها.
    Kikunojou ve ben onu koruma sorumluluğunda geride bırakılmıştık, ama sadece ikimiz yeterli değildik. Open Subtitles أنا و كيكونوجو كلفنا بحمايتها , لكن لا يمكن لاثنين فقط حمايتها
    Banyo kapısı ve dökme demir küvet onu patlamadan korumuş. Open Subtitles لقد قفزت لحوض الإستحمام . باب الحمام والحوض الحديدي قاما بحمايتها من الإنفجار.
    Onu koruyorlar. Open Subtitles انهم يقوموا بحمايتها
    Onu koruyacağız. Open Subtitles سنقوم بحمايتها.
    Bu geceyse kendimi burayı korumak isterken buldum. Open Subtitles اللـّيلة، أنا.. وجدتُ نفسي راغباً بحمايتها.
    Bu yüzden, kızı lisede okurken onu korumak için ortadan kayboldu. Open Subtitles لذا حتى يقوم بحمايتها اختفى بينما كانت في المدرسة الثانوية
    Adam, kadını ve kendini korumak için silahı ondan aldığını söylüyor. Open Subtitles إدّعى أنّه قام بأخده منها ليقوم بحمايتها وحماية نفسه.
    O bizim arkadaşımıza saldırdı, kocası onu korumak istedi şimdi onu biz korumalıyız. Open Subtitles هاجم صديقنا ، وقام زوجها بحمايتها والآن سنقوم بحمايتهم
    Hiç tanıdığı yok. koruyacak kimsesi yok. Open Subtitles ليس لديها أصدقاء و ليس لديها أحد يقوم بحمايتها
    Deunan bunu koruyacak. Open Subtitles والدتي , دونان سوف تقوم بحمايتها
    Onu koru. Bu kez işe odaklanmış halde kaldığından emin ol. Open Subtitles قم بحمايتها الآن، و تأكد بأن تبقيها مركزة الآن
    Onu koru demiştin, değil mi? Open Subtitles بلى, أخبرتني أنت أن أقوم بحمايتها, صحيح؟
    Onu koruyorsun ve bu çok güzel bir şey. Open Subtitles أنت تقوم بحمايتها وهذا جدير بالإعجاب
    Çünkü çok dostum var, New England'da arabamı nereye bıraksam polisler ona göz kulak olurlar. Open Subtitles شئ واحد يأ أولاد أنا لدي أصدقاء إنني أستطيع أن أقف بسيارتي في أي شارع في نيو إنجلاند و تقوم الشرطة بحمايتها كأنها سيارتهم
    Son günlerini, ona koruma sağlayamayan bir yerde geçirmesini istemedim. Open Subtitles لم أشأ أن تقضي تلك المرأةُ آخرَ أيّامها في المنشأة التي أخفقتْ بحمايتها.
    Çerçevesi patlama sırasında onu korumuş. Open Subtitles الغلاف قام بحمايتها أثناء الإنفجار
    Çok sıkı koruyorlar bu sefer. Open Subtitles -وهم يقومون بحمايتها ، أيضا
    Molly ile onu koruyacağız. Open Subtitles سنقوم أنا و "مولي" بحمايتها
    - Onu korumayı bırak artık! Onu değil, seni koruyorum! Open Subtitles أنا لا أقوم بحمايتها أنا أقوم بحمايتك أنتِ
    Onu koruduğunu sandığını biliyorum ama korumuyorsun. Open Subtitles أعلم بأنّك تعتقد بأنّك تقوم بحمايتها ولكنّك لا تقوم بذلك
    Devsena'ya gururunu koruyacağıma dair söz verdim. Open Subtitles لقد قطعت وعداً لديفسينا بحمايتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more